Uzaktan Öğrenme – Gençlik üzerine araştırmalar yapan youthtruth sivil toplum kuruluşunun son raporuna göre, öğrenciler, 2020 sonbaharında, kendilerini 2020 ilkbahardaki (Covid-19’un yeni başladığı mevsim) çevrimiçi öğrenme konusundaki kanaatlerine göre daha olumlu yaklaşıyorlar.
Örneğin, sonbaharda öğrencilerin% 61’i çevrimiçi öğrenmeyle, hemen hemen her gün çok şeyler öğrendiklerini söylerken, bu rakam ilkbaharda %39’du.
Sınıfta yüz yüze eğitime katılan öğrencilerin % 64’ü hemen hemen her gün çok şey öğrendiklerini kabul ederken, sanal sınıflardaki öğrencilerin %61’i ve hibrit programlardaki öğrencilerin %59’u aynı şeyi söyledi.
Ayrıca, öğrencilerin üçte birinden azı (%30) ilkbaharda kendilerini bir okul topluluğunun parçası gibi hissettiklerini söylemelerine rağmen, bu kanaat sonbaharda neredeyse yarıya (% 49) yükseldi. COVID öncesi sadece %43’tü.
Uzaktan Öğrenme araştırmasında, 2020 sonbaharında 63.000 ortaokul öğrencisi üzerinde yapıldı ve sonuçları 2020 baharındaki 20.000 öğrenciyle ve 2009 ile 2019 arasında toplanan 447.447 öğrenciden alınan “COVID öncesi” verileri karşılaştırdı.
Uzaktan Öğrenme konusunda kendilerini sanal öğrenciler olarak gören öğrencilerin çoğunluğu, öğretmenleriyle herhangi bir yüz yüze öğretimde hissettikleriyle aynı şeyleri hissettiklerini, harcanan zaman bakımından da bir fark görmediklerini açıklıyorlar. Öğrenciler, öğretmenleriyle çevrimiçi ortamda “aynı miktarda zaman” geçirdiklerini söylerken (% 62), aynı şeyi sınıf arkadaşları (% 48) veya arkadaşları (% 41) ile geçirdikleri etkileşim konusunda da karşılaştırmış oldular.
Ayrıca, sanal öğrencilerin yaklaşık yarısı uzaktan öğrenmenin bir avantajının ihtiyaç duyulduğunda “ara verme” olduğunu söylerken (yanıt verenlerin % 48’i tarafından belirtilmiştir), yalnızca üçte biri (% 35) birisinin bu ihtiyacı ‘genellikle’ düzeyinde belirtmişlerdir.
Uzaktan Eğitimde En Büyük Öğrenme Engeli Nedir?
Öğrencilerin belirttiği en büyük iki öğrenme engeli, % 46’sının bahsettiği “depresif, stresli veya endişeli hissetmek” ve “evde dikkat dağıtıcı ve aile sorumlulukları” (% 44) ile karşılaşmaktır.
Kız öğrencilerde depresyon ve stres, erkek öğrencilere göre daha yaygındı (%57’ye karşı %33).
Yaşlıların orta öğretim sonrası planları alanında, öğrencilerin neredeyse karşılaştırılabilir bir kısmı hala dört yıllık bir üniversiteye gitmeyi planlarken (COVID öncesi %52’ye kıyasla sonbaharda %51), daha az öğrenci iki -yıllık üniversite (%16’ya karşı %22) ve daha fazlası liseden sonra ne geleceğinden emin olmadıklarını söylüyor (%13’e karşı % 8).
Araştırma sahibi, YouthTruth yetkililerinin yaptığı açıklamada,
“Öğrenci deneyiminin devlet okullarının geleceği hakkındaki görüşmelerde itici bir güç olması kritik önem taşıyor. Okullar, bu benzersiz derecede zorlu dönemde öğrencilerin akademik başarılarını ve duygusal refahlarını desteklemek için çabalıyor. Öğrencilerin sesi, tüm öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl ilerleyeceğimizi bilgilendirmelidir.”
Bu, öğrencilerin pandemiyi nasıl yaşadıklarına dair bulguların sunulduğu üç rapordan ikincisidir. Raporlar, YouthTruth web sitesinde mevcuttur.
1 Yorum