Eğitim sistemimizin kanayan yaralarından biri de ücretli öğretmenlik. Maalesef ücretli öğretmenlik, kamuya daha çok öğretmen atamak ve bu sayede atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarını çözmek dururken kolaya kaçılan bir yöntem. Bunun farkında olan Eğitim-İş Sendikası’nın Antalya şubesi uygulamayı mahkemeye taşıdı.
Ücretli öğretmenlik sistemini mahkemeye taşıdıklarını söyleyen Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar;
“Eğitim alanında emeğin onurunu en hiçe sayan uygulama olan ücretli öğretmenlik sistemini yargıya taşıdık. Eğitim-İş olarak ücretli öğretmenlik adı altında öğretmene asgari ücretin çok çok altında ve değişken bir geliri reva gören, raporlu hasta olduğunda bile ücretli resmi izin mekanizmasını işletmeyen, yani devlet eliyle kaçak işçi çalıştıran Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı bir hukuk savaşı başlattık. Hem bu kayıtsız istihdam ve kaçak işçiliğin tespiti için SGK’ya ihbarda hem de bu hukuksuzluğun ve emek sömürüsünün faili olan MEB hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduk” ifadelerini kullandı.
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK HUKUK DIŞI
Eğitim-İş olarak ücretli öğretmenlik kavramını hukuk dışı bulduklarını beyan eden Acar;
Suç duyurumuzda belirttiğimiz üzere ücretli öğretmenlik sistemi hukuk dışıdır. Modern köleliğin diğer adı olan ücretli öğretmenliği ‘kadroya gerek yok, kadrolunun olmadığı yerde ücretliyle sorunu çözüyoruz’ diye pişkince öven ve öğretmen açığını bu yolla kapamayı adet edinen MEB, Anayasa’da devletin vatandaşlarına insan onuruna uygun ve asgari yaşam şartlarını sağlayan çalışma hakkı ve ücret güvencesi vermesi zorunluluğunu tarifleyen 49, 50 ve 55. maddelerini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ‘her çalışanın insan haysiyetine uygun olarak kendisi ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir geliri elde etmesi’ni zorunlu kılan 23. maddesini, Avrupa Sosyal Şartı’nda (m.4/1) ise ‘çalışanların kendilerine ve ailelerine saygın bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip’ olması gerektiğinin altını çizen Avrupa Sosyal Şartı’nın 4. maddesini, İLO’nun ‘yeterli yaşam koşullarını sağlayacak güvenceli bir ücret’ tanımını, asgari ücretin altında bir çalışmanın olamayacağını ve böyle bir çalışma varsa idari para cezasına çarptırılacağını kesin bir dille anlatan Borçlar Kanunu ve İş Kanunu’nu, hiçe saymakta, çiğnemektedir. İhbar ve suç duyurumuzun amacı 90 bine yakın öğretmeni bu yolla insani olmayan bir gelire mahkum eden Milli Eğitim Bakanlığı’nın yukarıda saydığımız hukuk ve uluslararası hukuki anlaşma maddelerini çiğneyerek TCK 257’ye göre görevi kötüye kullandığının tespit edilip, durdurulmasını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.