Nesil değişiyor. Nesil değiştikçe de alışkanlıklar. Bir dönemin çocukları radyo dinleyerek büyüdü. Hayatında görmediği insanların o etkileyici sesi ile saatler geçiren çocukların yerini bir süre sonra televizyon çocukları aldı. Parıltılı hayatlar, şaşalı programlar ve ardından gelen çocuklara yönelik içerikler derken televizyon da bir döneme damga vurdu.
Aslında tarihi hemen hemen televizyon kadar eski olan bir teknoloji 20. yüzyılın sonlarına doğru dünyada yaygınlaşmaya başladı. Başlarda sadece belge yazılan, ofislerde kullanılan bu teknoloji sonradan farklı işlevlere de hizmet etmeye başladı. Bu teknolojinin adı bilgisayardı.
21. Yüzyılda ise bambaşka bir şey yaygınlaştı. Mesafeleri bitiren, artık her eve kolayca girebilen internet hayatlarımızın parçası olmaya başladı.
2010’lu yıllardan sonra ise internet ve bilgisayar bir dönüşüm daha geçirip, akıllı telefon adı ile ceplerimize kadar girdi. Bundan sonrasında teknoloji bambaşka bir noktaya gitti. Daha önce sadece hayatlarımızı kolaylaştıracak olan teknoloji, bu sefer ‘sanal’ bir dünya üzerine inşa etmeye, mesafeleri kısaltmaya, bambaşka bir hayat inşa etmeye başladı. Elbette bir yerden sonra bunun ekonomisi de ortaya çıktı.
On yıllar önce sokaklarda oyun oynayan, ardından televizyon karşısına geçen çocuklar, yeni dünyada kendilerine bir başka alışkanlık buldu: Yayıncı izlemek.
Bir dönem televizyonlarda gördüğümüz ünlüler etkisini kaybetti. On yıl içinde yaşanan dönüşümler sonrası internetten anında canlı yayın teknolojilerinin de gelişmesi ile yeni ünlüler ortaya çıktı. Kimi Youtube’da, kimi Tik-Tok’ta var olan bu ünlüler bir dönemin televizyon ünlülerinden farklı olarak seyircisi ile doğrudan etkileşime giren, televizyonda var olan denetim ve kurallardan uzak, televizyonun işaret ettiği ünlülerden farklı olarak parıltılı veya şaşalı bir hayat yaşamayan, hatta sadece ‘bir oda ve bir koltuk’ yayın yapan bu kişiler artık yeni süperstarlardı.
Bu ilerleme bu şekildeyken, bir yerden sonra ilginç gelişmeler yaşandı. Amazon’un bir yan kuruluşu olan Twitch adlı platformda yaşananlar bir anda interneti ve sosyal medyayı yeniden sorgulama nedeni oldu.
TWİTCH NEDİR?
Az önce Youtube, Tik-Tok gibi yeni yayın platformlarından bahsettik. Yeni televizyon olarak adlandırılan bu mecralar arasında en ünlülerinden biri Twitch. Twitch bir online streaming, yani yayın platformu. Burada bir takım insanlar oyun, sohbet gibi içerikler sunuyor. İnsanlar bu içerikler içerisinde seçtiklerini izliyor.
Tahmin edilebileceği üzere bu içeriklerin en büyük alıcısı gençler. Nesil değişiminde bunun olması son derece doğal. Eski nesiller henüz Facebook’a bile yeni yeni alışırken, gençler arasında bu tür teknolojiler artık yeni televizyon haline geldi. Haliyle buralar da kendi içinde ünlüler oluşturdu.
Bu ünlüler oyun oynayabiliyor, sohbet edebiliyor, e-Spor organizasyonları düzenleyebiliyor.
Bu düzen elbette bir takım tartışmaları da beraberinde getiriyor. Fakat kim ne derse desin bir değişimin önünde durabilmek de mümkün değil. Gençler artık televizyon başta olmak üzere eski alışkanlıklar yerine Twitch gibi sosyal, anında etkileşimli, hızlı ve daha kendinden alışkanlıkları tercih ediyorsa kim ne derse desin bu dönüşüm yaşanacak demektir.
Fakat bir takım insani değerler ve hukuki değerler tam olarak bu noktada devreye giriyor. İnsanlık bir zaman önce ‘özgürlük’ tanımını en doğru şekilde yapmış; “Bir başkasının özgürlüğünü kısıtlamadıkça sınırsız hareket edebilme özgürlüğü”. Bu tanımda bir başkası tanımı ile birlikte aslında özgürlüğün topluma karşı bir sorumluluk olduğu anlamına geliyor.
İşte sosyal medyadaki özgürlük de bir başkasına, topluma ve hukuka karşı gelmedikçe yaşanacak bir özgürlük olması gerekirken, denetimsiz büyüme, insanın id benliğini fazlaca kapsama gibi problemler nedeniyle zaman zaman ‘hukuki’ tartışmalara konu olabiliyor.
TWİTCH’TEN KARA PARA AKLAMA SKANDALI
Sosyal medyanın hukuku çiğnediği örneklere sıkça şahit olduk. Fakat yaşanan bu son olay aynı zamanda ‘gençlik nereye gidiyor?’ sorusunu bize sordurdu. Aslında bu son derece klişe bir soru ama, bu olay özelinde gerçekten geçerli. Çünkü söz konusu olay içinde çocuklarımızın, gençlerimizin akranları var. Üstelik maalesef bu olay 1-2 kişi ile değil, Twitch yayıncılarının bir çoğu için geçerli.
Twitch Türkiye‘de yaşanan bu skandal 125 GB’lık bir belgenin sızdırılması üzerine başladı. Sızdırılan belge içerisinde bir çok Twitch yayıncısının, normalde yayınlardan veya diğer sponsorluklarından kazandığından kat be kat, aklımızın havsalamızın almayacağı kadar büyük paralar kazandığı görüldü.
Bu paraların kaynağı ise kara para aklama operasyonu. Bazı Twitch yayıncılarının dolandırıcılar ile iş birliği yaparak bit adı verdiğimiz bir bir para birimi üzerinden kara para akladığı ortaya çıktı. Dile kolay, tam 2400 Twitch yayıncısının ismi geçiyor.
Olay temelde şu; Kredi kartı dolandırıcıları, çalıntı kredi kartlarıyla yayıncılara bağış yapıyor, yayıncılar da bu gelirleri dolandırıcılarla bölüşüyor. Bu şekilde kara para aklanmış oluyor.
TEMİZ TWİTCH HAREKETİ
Elbette bu kara düzene karşı çıkanlar da var. İnternette Jahrein ismi ile anılan Ahmet Sonuç adlı yayıncı bu düzeni ilk ortaya çıkaran ve buna karşı duran yayıncılar arasında. Yakın zamanda siyasete de girmek isteyen Jahrein, bu olayda da ön safta yer aldı.
Jahrein’in başlattığı bu hareket internette karşılık buldu. İnsanlar hukuki kanalların ve en önemlisi Twitch Türkiye’nin bu konuda harekete geçmesini istiyor.
GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?
Bu soruyu aslında bir çok kişi ‘aaa bak, bir olay buldular, gençliği suçluyorlar!‘ tepkisi ile karşılayabilir. Zira bu her dönem sorulmuş bir soru.
Üstelik farkındayız. Suç kavramının yaşı olmaz. Bir çok orta yaş ve yaşlı kişi de benzer suçlara karıştı, karışabiliyor ve maalesef karışmaya devam edecek.
Ama sosyal medyanın çok revaçta olduğu 7-8 yıllık sürece bir göz atalım;
- Bilgi hırsızlıkları
- Taciz
- İstismar
- Denetimsizlik
- Pornografik içeriğe aşırı kolay erişim
- Zararlı içeriklere her yaştan kolay erişim
- Kara para aklama
- Para kazanmak için yayın platformlarında aşırılaşma
- Hukuksuzluk ve niceleri
İnsanoğlu gelişimi boyunca bu suçlarla uğraşmıştır. Fakat en denetimli çağda, hukuk ve toplum normlarının en etkili olduğu çağda dahi bunlara engel olamamıştır.
Şimdi elimizde sosyal medya, internet gibi denetimsiz, denetlemesi bize kalırsa imkansız bir meta var. Ve her geçen gün gelişip, insanları sanal bir evrene aktarmayı hayal edebilecek kadar gelişmiş bir teknoloji.
2400 gencin birden isminin karıştığı, aleni dolandırıcılık olan bu konu üzerinde daha tehlikeli olan ise, maalesef bu kişiler içerisinde gençlerimiz arasında kabul görmüş ve belki maalesef görmeye de devam edecek insanlar olması.
Bakın, gençler bu insanları artık birer ‘ikon’ olarak görüyorlar ve bu ikonlar fütursuzca hem hukuku, hem de ahlakı çiğneyebiliyor. Üstelik bunların yayın yaptıkları platform olan ‘Twitch’ adlı platform bunları gördüğü halde bunca zamandır bir hamle yapmıyor.
İşte sorun tam olarak burada. Denetimli dünyada, devlet ve toplum ‘baskısı’ olan yerlerde bile suçların nasıl arttığı görülürken, bütün bu suçlar sosyal medya ve sanal dünyanın denetimsizliğinde çok daha yaygın ve aleni olabiliyor.
Eskiden 3.sayfada göreceğimiz haberler buralarda yaygınlaşıyor. Eskiden ‘temiz’ sandığımız kişiler herhangi bir suça bulaştıklarında toplum içerisinde tecrit edilirdi. Fakat şimdi suçlunun kabul gördüğü bir çağ yaşıyoruz.
İşte gençlik nereye gidiyor? sorusunu bu nedenle soruyoruz. İstisnai suçların sosyal medya denetimsizliği ile yaygınlaşması, daha beteri bunun ‘gençlerin kahramanları’ tarafından işlenmesi, ardından yaşanan süreçte harekete geçmesi gereken mekanizmaların işleyiş tarzı bizleri korkutmakta.
Bu özellikle yeni neslin tabiri ile bir ‘dinozorluk’ değil, aksine onları da koruyacak bir sorudur. Gençlik nereye gidiyor? sorusunu şimdi sormazsak, ilerde bu ortam bir ‘anarşi’ doğurmaya aday gibi görünüyor.