Sınıfta Öğrenme – Öğretmenler, öğrencilerin “Belirsizlikleri yönetme becerisi” kazanmalarına yardımcı olmalıdırlar. Sınıfta, öğrencilere fikrini değiştirmeyi öğretirken; sabit fikirli olmaktan, ön yargılardan veya her şeye muhalif olan tiplemelerden uzak durmanın yollarını; kısacası “tevazuyu” öğretmelidirler.
Metanet ve Büyüme Zihniyeti Dersleri
Sınıfta Öğrenme – Eğitim psikologları bu fikri popüler hale getirdiler; öğretmen yetiştirme programlarında o kadar derinlemesine kökleşmiş hale geldi ki, ilkokul müfredatında “büyüme zihniyeti” ve “metanet üzerine” dersler bile yer alıyor.
Öğrenme süreci bir öğrencinin fikrini değiştirmesini gerektirse de, sınıflarımız hala yetişkinlerin değişime kapalı ortamlarına ve tavırlarına benziyor.
Size şöyle bir soru sorsam:
“Bir sınıf tartışmasında en sevdiğiniz an nedir?”
Şöyle bir cevap verir misiniz?
Öğrencinin fikrini beyan etmesini, sınıf arkadaşlarını dinlemesini ve sonra bu bilgilere dayanarak bazı durumlarda öncesinde sahip olduğu fikrini değiştirmesini seviyorum.
Öğrencinin bu şekilde bakış açısını değiştirmek, etrafındakileri dikkatle ve açık fikirli bir şekilde dinlemesini gösterir.
Öğrenme Öncesi ve Sonrası
Sınıfta Öğrenme – Öğrenme öncesi ve sonrası, iki farklı pozisyonu ve onları ayıran şeyi ifade etmesi öğrencinin en önemli kazanımıdır.
Bu kişinin zihnini değiştirme becerisi öğrenicilere, iş yerlerine ve bir bütün olarak topluma fayda sağlamaya devam eder.
Bilgilendirilmiş bir görüş geliştirmek ve ifade etmek, ardından yeni bilgiyi bu görüşü değiştirecek kadar ciddi şekilde değerlendirmek, yetişkin işyerlerinde bile yaratıcılığı teşvik edebilir.
Aynı süreç, demokrasi için de hayati öneme sahiptir; burada, onlar hakkında daha fazla şey öğrendikçe meselelere bakış açımızı değiştirmeye her zaman hazır olmalıyız.
Yalnızca kesinliği gösteren öğrenci çalışmalarına değer veriyorsak, o zaman “önemli olanın kesinliğin olduğu” şeklindeki “tehlikeli, verimsiz fikri pekiştiririz.”
Kişinin fikrini değiştirmek, işyeri ve demokratik toplum için kritik bir beceriyse, öğrencilere bunun nasıl yapılacağını öğretmek eğitimcilere ve eğitim sistemlerine düşer.
Öğrettiğimizden daha fazla değerlendirdiğimiz şey, değer verdiğimizi yansıtır.
Öğrencilerin birbirlerinin bakış açılarını değerlendirme yeteneklerini öğreten ve değerlendiren iyi yapılandırılmış sınıf tartışmaları, odağı tartışmadan fikir evrenine kaydırmamıza yardımcı olabilir.
Sınıfta Öğrenme – Sınıfta öğrencilere verilen ödevler, üstbilişsel becerileri geliştirmeli ve fikirlerini daha spesifik olarak nasıl geliştireceklerini ve değiştireceklerini öğreten ödevler verilmelidir.
Öğrencilerden ders materyalinin temel anlayışlarını yeni medya formlarına çevirmelerini isteyen iyileştirme projeleri, öğrencileri farklı açılardan kavramlar üzerinden düşünmeye teşvik eder. Görevlerdeki değişim de aşamalı olarak gelebilir.
Düşünce değiştirmeyi etkili bir şekilde öğretmek için öğrenciler, yeni bilgilerle etkileşim kurmanın nihai sonuçlarını nasıl şekillendirdiğini açıklayabildiklerinde, önemli bir başarı kazanmış olurlar. Bu açıklamalar hem eleştirel düşünmeyi oluşturur hem de öğrencileri öğrenmenin nasıl çalıştığını kabul etmeye sevk eder.
Bu tür süreçlerin açık ve spesifik bir şekilde değerlendirilmesi, “yeni anlayış inşa etme” veya “derinleştirme bilgisi” gibi öznel değerlendirme ölçütlerine de içerik getirebilir.
Bununla birlikte, üstbilişe öncelik veren okullar bile öğrencilerden öğrenmeyi doğrusal veya kümülatif bir anlatı olarak tanımlamalarını ister.
Öğrencilere fikirlerini değiştirmeyi öğretme sürecinde son bir adım var:
Biz – sadece eğitimciler değil, aynı zamanda okul liderleri, politikacılar, ebeveynler ve vatandaşlar – öncelikle, fikirlerimizdeki kesinlik sunumundan, üsten konuşmacılıktan, meli-malı tarzı buyurgan ifadelerden kaçınmalıyız veya arzularımızdan vazgeçmeliyiz.
Biz de ne sıklıkla değişiyorsak, çocuklar da o sıklıktan değişeceklerdir.
Bir öğretmen bilgi veya anlayış eksikliğini kabul ettiğinde, öğrencilerin kendi başlarına keşfetmeleri ve anlamaları için bir alan açmış olur.
“Kesinlik” sergilemek bizi daha rahat ettirebilir, ancak öğrencilere öğrenmenin ömür boyu sürecek bir çaba olduğunu öğretme gayretimizi zayıflatır.
Öğrenmenin ne demek olduğu hakkında konuşmayı bırakıp öğrencilerimize ve kendimize öğrenmeye başlamanın zamanı gelip de geçmek üzere olduğunu telkin etmeliyiz.
1 Yorum