Sınıf Ortamı – Sabahleyin tüm enerjinizle birlikte evden ayrılıp okula geldiniz. Neşeniz yerinde. Mesleğinizin tadını çıkarmak için harika bir güne başladığınızı düşünüyorsunuz. Günün ilk dersine girme heyecanındasınız. Planlarınıza göz attınız. Ders materyallerinizi kontrol ettiniz. Öğretme ve öğrenme yolculuğu için her şey hazır.
Kapıyı açıyorsunuz ve sınıfa giriyorsunuz.
Aaa, bir de bakıyorsunuz ki, sizdeki heyecan sınıfta yok!
“Eyvah!” diyorsunuz içinizden; “Eyvah, derse hazır değiller galiba…” diye iç geçiriyorsunuz.
“Bir şeyler yapmalıyım!” diyorsunuz kendi kendinize.
“Öğrencilerim havasını bulmazsa anlatacaklarıma ve anlattıracaklarıma odaklanamazlar ve öğrenemezler” diye ekliyorsunuz ardından.
“Öğrenmeyi destekleyen bir ortam bulmalıyım” diyorsunuz yeniden.
“Otuz kişilik sınıfta iki-üç öğrenciyle ders işlemek bana yakışmaz” diyerek motive oluyorsunuz.
Tüm bunlar, sınıfa adım attığınız üç-beş saniye içinde geçiyor aklınızdan birer birer… Kırk dakikanızın boşa geçeceğinden kuşku duyuyorsunuz adeta. Ve, hemen aşağıdaki önlemleri uygulamaya karar veriyorsunuz.
“Evet, evet!” diyorsunuz kendi kendinize, “sınıfın havasını yeniden oluşturmam lazım” diyorsunuz ve dokuz yöntemi uygulamaya karar veriyorsunuz.
İçinizden, “Bu yöntemlerle içimi kemiren olumsuzluklara veda ediyorum artık, elveda!” diyerek, sınıfı derin bir gülücükle selamlıyorsunuz.
Ben hep böyle yapardım; sınıfımı tatlı bir gülücükle selamlar ve sınıfta aynı şartlar oluştuğunda aşağıdaki dokuz yöntemi uygulamaya çalışırdım.
Dokuz yöntem neler mi?
İşte size sınıfınızın havasını kendi havanızın sigortası altına almak için dokuz yöntem!
Sınıfı Canlandırmada 9 Yöntem
1- Odaklanın!
Sınıf Ortamı – Derse başlamadan önce sınıftaki herkesin dikkatini derse verdiklerinden emin olun.
Öğrenciler konuşurken derse başlamayın.
Bir kısım deneyimsiz öğretmenler, genellikle derse başladıktan sonra, sınıfın kendiliğinden susacağını sanır. Bu bazen doğru olabilir. Ama çoğu zaman sınıfın havası umduğunuz gibi olmayabilir. Siz belki buna aldırış etmeyebilirsiniz.
Belki de öğrencilerin kendi aralarındaki konuşmalarını yüksek sesinizle bastırabileceğinizi sanabilirsiniz. Ancak bu tutumunuzla sizin onların konuşmalarını umursamadığınızı düşünmelerine yol açabilirsiniz.
Odaklanma, derse başlamadan önce öğrencilerin dikkatini kesinlikle toplamak anlamına gelir. Herkes susup derse odaklanmayı sağlamadıkça dersinize başlamayın.
Deneyimli öğretmenler, sessiz bir ortamın ders için çok önemli olduğunu bilir. Hatta tüm sınıf sustuktan sonra 5 – 10 saniye bu sükuneti vurgulamak için sessiz bir şekilde beklenmesi daha da iyidir. Sonra, normalden daha hafif bir sesle derse başlamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, yumuşak ses tonuyla ders işleyen öğretmenlerin yüksek sesle ders işleyen öğretmenlere oranla sınıflarını daha sakin tuttukları bilinmektedir.
Odaklanma konusunda farklı uygulamalar yapan öğretmenler vardır. Kimi dersine bir konuya uygun bir fıkrayla başlarken, kimi öğretmenler de derse dikkat çekici bir kaç soruyla başlayabilir.
Öğretmenlerden bir kısmı da derse mizahla başlamayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu tür bir başlangıcın yanlış anlaşılmalara uygun olduğunu da belirtelim. Mizahın ölçüsü kaçtığında, öğrencinin bakış açısı da değişebiliyor.
2- Derse Dolaysız Bir Şekilde Girin
Sınıf Ortamı – Belirsizlik sınıftaki heyecanı yükseltir. Belirsizliği gideren bu yöntem, derse başlamadan önce dersin işlenişine ilişkin gelişmelerin önceden belirlenmesi anlamına gelir.
Öğretmen dersin süresini, kendisinin ve öğrencilerin neler yapacağını önceden belirler.
Dersin sonunda da gerek dersle ilgili soru sorabilmeleri ve gerekse istedikleri etkinliği yapabilmelerine imkan veren küçük bir zaman dilimi ayırmalıdır. Öğrencilerin bunu bilmesi, derse konsantre olmalarında önemlidir.
3- Gezinerek Ders Anlatın!
Dersi, mümkün oldukça ayakta ya da sınıfta yürüyerek anlatın. Öğrenciler çalışırken de sınıfın içinde gezinin. Yaptıkları işleri gözlemleyin.
Etkin bir öğretmen, sınıfta, bir ödev sırasında kalkıp dolaşarak öğrencilerin durumuyla ilgilenir, gerektiğinde onlara yol gösterir. Böylelikle ilgisiz öğrenciler de dersle ilgilenmeye başlamış olurlar.
4- Model Oluşturun!
Sınıf Ortamı – İyi öğretmen derste anlattıklarını yaşayabilen öğretmendir. Bu nedenle yumuşak, sakin, nazik ve çalışkan bir tutum sergileyin ki öğrenciler de sizi örnek alsınlar. Her yönüyle öğrencilere örnek olmaya çalışın. Yaşanmayan bilgiden yeterince yararlanılması mümkün değildir. “Değerler kazanılır, öğrenilmez” sözü de örnek olmanın etkililiğini gösterir. Çünkü, yaşamadan yaşatamazsınız!
5- Sözel Olmayan İletişime Dikkat Edin!
Sınıfta Ortamı – Öğrencilerin ilgisini çekecek materyallerden ve nesnel iletişim yollarından yararlanmak da öğrencileri derse motive etmekte önemli bir etkendir.
Örneğin, ışıklı ders araçları, sesli cihazlar ve ilgi çeken başka nesneler öğrencilere çekici gelebilir. Bunların yanı sıra, öğretmen öğrenci dikkatini, yüz, el, kol ve mimik hareketleriyle de çekme fırsatını yakalayabilir. Beden dili kullanımı konusunda eğitim almak son zamanlarda fark edilen önemli bir iletişim aracı olmuştur. Size bu konuda kitaplar okumanızı ve çevrenizde, varsa, konuyla ilgili seminerlere katılmanızı öneririm.
6- Pozitif Ortam Oluşturun!
Sınıfı sıcak bir ortam yapmak sizin elinizdedir. Öğrenciler periyodik bir şekilde değişen ortamlardan çok hoşlanır.
Dersi işlerken resimlerden ve renklerden yararlanabilirsiniz. Zaman zaman kendinizden bahsetmekten de çekinmeyin. Hobilerinizden söz edin; gerektiğinde pul koleksiyonunuz ve fotoğraf albümünüz gibi şeyleri sınıfa getirip öğrencilerinizle paylaşın.
Bu tutumunuz sizi öğrencilerinize yaklaştıracak ve onlar da sizin hakkınızda yeterince bilgilenmiş olacaklardır. Sizi daha yakından tanıdıkça da daha az problem yaşayacağınızı göreceksiniz.
7- Öğrenci Hareketlerini Yönlendirin!
Sınıf Ortamı – Sınıf içi disiplini fazla abartmayın. Bu türden öğrencilerinizi hemen idareye şikayet etmekten uzak durun. Basit öğrenci davranışlarını büyütmeyin. Bir çok olayları, daha sakin ve tatlı yaklaşımınızla başlamadan bitirebilirsiniz.
Yalnız, etkin bir öğretmen iseniz, kötü davranışların ödüllendirilemeyeceğini öğrencilere sezdirmelisiniz.
Ders esnasında konuşan ya da dersi kaynatmağa kalkışan bir öğrenci fark ettiğinizde, kırıcı olmadan müdahale etmelisiniz. Önemli olan, muhtemel problemleri ortaya çıkmadan fark etmektir.
8- Mesajlarınızı Olumlu Cümlelerle Verin!
Sınıf Ortamı – Davranış bozukluğu gösteren öğrencileriniz bulunabilir sınıfta. Böyle bir durumda, öğrencinin yaptığı kötü davranışın üzerinde durmaktan çok, yapması gereken davranışları vurgulamalıdır.
Öğrencinin sergilediği olumsuz davranışlar gördüğünüzde ona, “Senden şöyle davranmanı beklerdim…”
Ya da “Senden umduğum şey…” gibi hitaplarla olumlu yaklaşımlarda bulunabilirsiniz.
“Şunu yapmayı keser misin!” gibi sert ifadeler inatlaşmaya neden olabilir.
Aman dikkat!
9- Olumlu Disiplini Kullanın!
Sınıf Ortamı – Öğrencilerinizden ne yapmamaları gerektiğini açıklayan disiplin kurallarından daha çok, yapmaları gereken disiplin kurallarını belirleyin.
Örneğin, “Sınıfta koşuşturmak yasaktır” yerine “Bina içinde düzenli bir şekilde yürüyün!”,
“Kavga etmeyin!” yerine “Problemlerinizi uygun bir şekilde halledin” gibi, kurallarınızı daha çok beklentiler içeren ifadelerle açıklayın.
Öğrencilerinizi bol bol övün. İyi davranışlarını gördüğünüzde bunu belirtin. Bu sözlü olabileceği gibi beden dili kullanılarak da yapılabilir. Bu, kendinizle öğrenciniz arasındaki iletişimi sağlar.
Bunu da Okuyun
Hayalinizdeki Sınıf Nasıl?
PAYLAŞI-YORUM
- Bir öğretmen olarak, öğretim başarısı açısından kendinizi başarılı buluyor musunuz?
- Başarılı bulduğunuz yönlerinizi bir kağıda, başarılı bulmadığınız yönleri diğer bir kağıda yazarak üzerinde düşününüz!
- Sınıfta öğrencilerinizin öğrenmeye karşı ilgisini artırmak için yaptığınız uygulamaları gözden geçiriniz!