Rus Edebiyatı – Edebiyatçı Elif Tümer’in Yazısı…
Sevgili okur, Türk edebiyatını incelikle öğrenmeye ve yetkinlik kazanmaya devam ederken küçük bir mola verelim istedim. Öncelikle kendi edebiyatımızı bilmek üzere çeşitli milletlerin ün yapmış isimlerini ve onların eserlerini bilmekte fayda var. Edebiyat, kendi içinde türlü yollara ayrılan bir bütündür. Biz, bu bütünün herhangi bir parçasına dâhil olduğumuzda kendimizi bambaşka bir dünyada buluruz.
Sayın okur, biliyoruz ki edebiyat bir gönül işidir, adanmışlıktır, bağlanmışlıktır, ayrı bir tutku ve sevgidir. Dolayısıyla içinde türlü zenginlikler ve renkli soluklar bulunan bu alanda bugün Rus klasikleri inceleyeceğiz. Rus edebiyatının dünya klasikleri içinde yadsınamaz bir yeri vardır. Hepimizin bildiği, duyduğu çok önemli isimler ve bu isimlerin eserleri dikkate değer. Keyifli okumalar…
FYODOR MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ
İnsancıklar (1846):
Yazarın ilk romanıdır ve bu eseriyle şöhrete kavuşur. Rus edebiyatına yeni bir soluk getirdiğinde daha 23 yaşındadır ve onu “yeni Gogol” olarak görürler. Mektup-roman tarzında kaleme alınan eser, ilk toplumsal Rus romanı olarak kabul görmüştür. Konusu, Makar Devuşkin adlı bir devlet memurunun uzaktan akrabası olan Varvara Dobroselova’ya olan aşkıdır. Sıradan, çaresiz insanların yaşamları, ilişkileri, duyguları, yoksulluk, dostluk, acıma, fedakârlık anlatılır.
Suç ve Ceza (1866)
Roman, psikoloji ve dram türündedir. Rus Habercisi dergisinde on iki ayda yayımlanmış, daha sonra kitap haline getirilmiştir. Yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Rodion Romanoviç Raskolnikov adlı başkarakter yoksul olduğu için hukuk öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalır. Daha sonra yaşlı ve zengin tefeci Alyona İvanovna’yı öldürme planları yapmaya başlar. Hem zengin olacak hem de avukat olacaktır. Topluma bir tefeci değil avukat daha yararlı olur düşüncesiyle hareket eden ana karakter, daha yüce bir amaca hizmet eden suç, aslında suç değil midir şeklindeki güncel tartışmalardan birini başlatır. Toplum kuralları, ahlak, felsefe, bu romanda sorgulanan kavramlar olmuştur. Tereddüt, şans, vicdan, ıstırap, pişmalık dolu bu eser, yazarın başyapıtı niteliğindedir
Karamazov Kardeşler (1880)
Yazarın kaleme aldığı son büyük eseridir. İki yıl üzerinde çalışmıştır ve dili ağırdır. Tolstoy evini terk ettiğinde yanına aldığı tek kitaptır. Fyodor Pavloviç Karamazov, üç çocuk sahibi, zengin ama sevilmeyen bir adamdır Öldürülmesi, romanın ana olayıdır. Açılan dava, Rusya’nın gündemine oturur. Öldürenler ise oğulları olarak çizilmiştir. Aile dramı, cinayet, felsefe, babalık, psikoz, tabiat ve insan sevgisi gibi unsurlar romanın temelini oluşturur. Yazarın hayatıyla paralellik gösteren ögeler mevcuttur. Yazarlık kariyeri boyunca kafa yorduğu hemen bütün temaları işleyerek dev bir eserdir.
Yazarın klasikler dizisine girmiş diğer eserleri: Yeraltından Notlar (1864), Budala (1868), Kumarbaz (1866), Ecinniler (1872), Ezilenler (1861)…
NİKOLAY VASİLYEVİÇ GOGOL
Ölü Canlar (1842)
Puşkin’in önerisiyle kaleme almıştır. Dante’nin İlahi Komedya’sı örnek alınarak yazılmıştır ve realist bir dili vardır. Dönemin Rusya’sı ana karakter Çiçikov üzerinden anlatılır. Yazar 19.yüzyıl Rus toplumunu hicveder. Kitap, üç cilt olarak düşünülmüş fakat sadece ilk cildi tamamlanabilmiştir. İkinci cildini yazar yaşadığı buhranlardan dolayı yakmıştır. Ana karakter kendi çıkarları için kötülük yapar. Şehir şehir dolaşarak köyü köleleri satın alır. Ancak aldığı köylüler yaşayanlar değil, ölü olanlardır.
Palto (1842)
Gerçekçi bir üslupla kaleme aldığı hikâye türündeki eseridir. Küçük adam temasının ağır bastığı öyküde sıradan insanları çektiği sıkıntılar, eşitsizlikler, çektikleri acılar, Akakiy Akakiyeviç’in zorlukla aldığı paltosunun çalınması üzerinden anlatılır. Yazar bu hikâyeyi bir toplantıda anlatılan bir olaydan esinlenerek yazmıştır. Dostoyevski, “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” sözleriyle eserin önemine dikkat çekmiştir.
Müfettiş (1836)
Oyun türündeki eser, yayımlandığı yıl sahnelenmiştir. Yazarın oyunun konusuna karar vermesi, Puşkin sayesinde olmuştur. Olaylar, belediye başkanının şehre kılık değiştirmiş bir müfettişin geleceği haberini almasıyla vuku bulur. Şehirdeki iyi giyimli Hlestekov’u müfettiş zannederler. Oyunun sonunda, Hlestekov’un müfettiş olmadığını anlarlar ve şehre gerçek müfettiş gelir.
LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY
Savaş ve Barış (1869)
Roman türündeki eser Napolyon’un Rusya işgalini konu alır. Savaşın yarattığı çöküntü, sonucundaki insanlık durumları, kargaşa, etkileyici savaş sahneleri, Rus toplumunun sosyal ve ekonomik koşulları romanın ana izleğini oluşturur. 19.yüzyıl Rusya’sının bir panoramasını çizer. Hem üst sınıf hem köylüler vb. alt sınıfa dikkat çeker ve derinine iner. Aşk, hırs, ölüm, düşmanlık temaları baskındır. Diyalogların büyük bir çoğunluğu Fransızcadır. Yazar, Kırım Savaşı’nda bulunmuştur ve bu durum kalemini etkilemiştir. Dünya edebiyatının en büyük on eserinden biri olarak kabul edilmiştir. Yazarın kendi hayatından izler ve karakterler bulmak mümkündür. Yüzden fazla kişinin yer aldığı bu olaylar dizisi, daha çok dört soylu ailenin bireyleri arasındaki ilişkilerle dile getirilir.
Anna Karenina (1877)
Roman türündeki eser, Anna adlı ana karakter ekseninde 19.yüzyıl Rus toplumunu, ruhsal dalgalanmalarını, Rus kadınların durumunu; üst sınıf insanlar arasında yaşanan iki bağımsız aşk hikâyesi ile gözler önüne serer: Dürüst bir evliliğin mutluluğu ve yasak bir ilişkinin hayal kırıklığı. Romanda dürüst bir evliliğin mutluluğu ile yasak bir ilişkinin düş kırıklıkları karşılaştırılır. Güzel, nezaketli ve hayranlık uyandıran Anna’nın Aleksey Aleksandroviç ile olan evliliği monoton ve mutsuzdur, tek tesellisi oğludur. Ağabeyi ile yengesinin arasını düzeltmeye Moskova’ya gider ve burada tanıştığı yakışıklı kont Vronski, onun hayatını değiştirir. Aşk, evlilik, ihanet, sadakat, tutku, kıskançlık gibi temalar işlenir. Birçok kez filme ve tiyatroya uyarlanmıştır.
İvan İlyiç’in Ölümü (1886)
Kısa ama etkileyici bu romanda insan doğası, hüzün ve hüsran, çaresizlik, ölümün gerçekleri, hayatın anlamı, sosyal ilişkiler, iç hesaplaşmalar, hayat ve ölümle mücadele gibi konular işleniyor. Yüksek rütbeli bir yargıç olan İvan İlyiç, hastalığından dolayı öleceğini anladığında, yaşadığı dolu ve iyi hayatın aslında ne kadar boş ve anlamsız olduğunu fark eder. Serveti, şöhreti, saygınlığı bir hiç olur. Romanda yazarın hayatından kesitler ve benzerlikler bulmak mümkündür.
Yazarın klasikler dizisine girmiş diğer eserleri: İnsan Ne İle Yaşar (1885), Kazaklar (1863), Tipi, Aile Mutluluğu, Peder Sergi, Efendi ile Uşağı, Gençlik, İlkgençlik, Çocukluk, Üç Ölüm, Kreutzer Sonat, Diriliş, Sivastopol…
İnceleme yazımı, en sevdiğim Rus yazar Dostoyevski’nin bir sözüyle sonlandırmak istiyorum:
“Büyük düşünceler büyük bir zekâdan çok, büyük bir kalpten doğarlar.”