Ülkemizde kamuya öğretmen alımlarının sınırlı olması eğitim hayatında bambaşka bir sorun ortaya çıkardı. Bu sorun, atanamayan ama özel sektörü sırtlayan öğretmenlerin haklarının garanti altına alınmamasından kaynaklanan sorundu. Kamu veya özel sektör fark etmeksizin ‘kutsal bir meslek’ olan öğretmenlikte maalesef özel sektör öğretmenleri haklarını alamıyorlar. Son yıllarda her köşe başında açılan özel okullarda veya kurs merkezlerinde bir çok öğretmen çalışıyor. Fakat her geçen gün şartları, hakları ve en önemlisi ücretleri kötüye gidiyor. Özel sektör öğretmenleri seslerini duyurmak istiyor.
Bu yıl yaşanan yüksek enflasyon ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan fiyatlara karşı çalışan kesimi ezdirmek istemeyen hükümet ücretlere yüksek zamlar getirdi. Ülkemizde kamuda çalışan öğretmenler önemli oranda zam aldılar. Yakında gelecek uzman öğretmen ve başöğretmen kavramları ile bu zamlar daha da artacak ve taçlanacak. Kamuda durum bu iken, özel okul öğretmeni için süreç aksine ilerliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tüm özel sektör okulu sahiplerinden, okullarında çalışan öğretmenlere karşı tutum ve hakları konusunda özellikle “istirhamda” bulundu. Ama görülüyor ki sonuç yine fiyasko. Üstelik bu “istirhama” özel sektör öğretmenleri tepki gösterdi. “Özel sektör öğretmenleri de MEB’e bağlı, öğretmeninin hakkını özel sektöre karşı korumalı” şeklinde tepki gösteriyorlar.
YARARLI UYGULAMA RAFA KALKINCA…
Bugün Yeni Eğitim Dergisi’nin iletişim bölümüne ulaşıp, yaşadıklarını bize anlatan bir öğretmen konuyu son derece güzel vurgulamış.
2010’lu yılların başına kadar özel okullardaki öğretmen maaşları devlet tarafından belirleniyordu. Ne zamanki bu uygulamadan vazgeçildi, maalesef bir çok öğretmen o günden beri maaş anlamında ‘felaketi’ yaşamaya başladı. Hatta acaba bu yanlış kararda “birilerinin parmağı mı vardı?” şeklinde soruluyor?
Meslek aşkı ile yanıp tutuşan, tek derdi öğrencileri ve eğitim olan bir çok kişi geçimini dahi sağlamaktan uzak hale geldi.
Söz konusu yıla kadar bir çok özel okul öğretmeni kamudaki öğretmenler kadar kazanıyordu. Bir çok hakka da sahiplerdi. Fakat işin rengi o tarihten sonra tersine döndü.
2022 YILI REZALETİN ZİRVESİ
2022 yılı için toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ülkemizde uygulanabilecek en düşük ücretin, yani asgari ücretin 4250 TL olmasına hükmetti. Üstüne bir çok özel okul sahibi, öğretmenlerine bu yüksek zam karşısında maalesef en fazla asgari ücret verebileceklerini söyledi.
Öğretmenler eğitimci ruhlarının getirdiği fedakarlık için bunu dahi kabul etmişken, Yeni Eğitim Dergisi yazı işlerine ulaşan bir özel sektör öğretmeni, kendisine asgari ücretin yattığı ilk ayda patronları tarafından paranın bir kısmının geri istendiğini belirtti.
Evet, yanlış duymadınız, bir eğitimciye güncel asgari ücret dahi çok görüldü. Söz konusu farkı teslim etmeyi reddeden öğretmenimiz işten çıkarıldı ve şu an dersleri boş geçiyor.
Üstelik bize ulaşan öğretmenin bu konuda tek olmadığını da biliyoruz.
HİÇ BİR HAK YOK
Konu sadece maaş da değil. Özel okul öğretmenlerine pek çok okul yol ve yemek ücreti gibi hiç bir imkan da tanımıyor. Şimdilerde özel sektör öğretmenleri eylül ayında anlaştıkları asgari ücret ne kadarsa onu alıyor; oysa bankaya yatan ücret resmiyette ocak ayından itibaren yürürlüğe giren yeni asgari ücret; tabi patronlar resmi yatan ücret ile eski asgari ücret farkını geri istiyor, buna uymayan öğretmenlerini işten çıkarıyorlar.
Özel sektör öğretmenlerini yalnız bırakmayan pek çok Birlik, Sendika veya Dernek konuyu değişik platformlarda gündeme getirip özel sektör öğretmenlerinin haklarını savunup, sahip çıkıyorlar.
Velhasıl özel sektör öğretmeni olan herkes şunu soruyor; “Biz de öğretmeniz! MEB, bizim de Bakanlığımız; acaba ne zaman bize sahip çıkacak?”
Haber: Sergen Sazak