Merak ve Öğrenme – Okul Hayatı Biter, Hayat Okulu Başlar!

Merak ve Öğrenme – Her insan öğrenmek ister ve öğrenir. Öğrenmek insan genlerindeki kodların işlenmesidir. Tarih boyunca öğrenme yöntemleri ve buna bağlı olarak da öğretme yöntemleri en iyiyi bulma aşkıyla sürekli araştırılmıştır.

Merak ve öğrenme açısından farklı araştırmalar yapılmış, kuramlar geliştirilmiş, yeni yöntemler denenmiş, değiştirilmiş, tekrar denenmiş, tekrar değiştirilmiş, her kuram bir öncekinin üzerine yeni bir şeyler koymaya çalışmış.

Her Şey Öğrenmeye ve Gelişmeye Yöneliktir.

Çok fazla geriye gitmeden, son on yılda bile, öğrencilerin sorgulama, üretme, sorun çözme, eleştirel bakış açısı kazanma gibi bazı becerilerini geliştirmek için birçok öğretme-öğrenme tekniği ile karşılaştık.

Öğretmen adaylarının KPSS nedeniyle ezberledikleri Kubaşık öğrenme sistemi, proje tabanlı öğrenme sistemi, çoklu zeka sistemi ve yapılandırmacı sistem bunlardan bazıları.

Tüm bu yöntemlerin amacı öğrenciyi merkeze alan, ezbercilikten uzak, öğrenmeyi öğrenen öğrenci tipi geliştirmekti. Acaba okullarımız bu amaca hizmet edebildi mi?

Yoksa sınav sisteminin etkisinde kalarak geleneksel yöntemle yeni uygulamaları harmanlayıp özgün(!) bir yöntem mi kazandırdı eğitim sistemine?

Tüm uluslararası sınav sonuçları maalesef amaca tam olarak ulaşamadığımızı ortaya koymaktadır.

Yukarıda bahsi geçen yöntemlerden hangisini kullanırsak kullanalım öğrenme başkaları tarafından manipüle edilen, kontrol edilen ve yönetilen bir süreç içinde gerçekleştiğinde bozulmakta ve özünden uzaklaşmaktadır.

Böylece öğrenme hırs, korku, tehdit ve rüşvet baskısı altında içi boş hareketlerin toplamına dönüşmektedir.(1)

Bu yüzden öğretmenler öğrencilerin keyif alacakları, yoğunlaşacağına inandıkları ve yaptıklarında öğrenecekleri ders içi ve ders dışı etkinlikler tasarlamaları gerekmektedir.

Sümerlerden İlerde miyiz?

Merak ve Öğrenme – Bakın dünyanın ilk Sümerologlarından olan Samuel Noah Kramer “Tarih Sümer’de Başlar” kitabında Sümerler’ in okullarından nasıl bahsediyor:

“Sümer okulu çekicilikten uzaklaştı, programlar zor, eğitim yöntemleri yıldırıcı, disiplin acımasızdı. Eğer bazı öğrenciler fırsatını bulduklarında dersleri kırıyor ve doğru yoldan ayrılıyorlardıysa buna nasıl şaşılabilir? İşte bu bizi tarihin kaydettiği ilk gençlik olayına götürüyor.”

Beş bin yıl öncesi bir uygarlığın eğitime bakış açısı ve gençliğin buna tepkisine halen daha çok uzak olmadığımız bütün acı gerçeğiyle ortada.

Birçok makalede yazılmışsa da gözlemlerimiz de gösteriyor ki çoğu öğrencinin derse girişi ile dertsen çıkışı arasında çok ama çok büyük bir hız farkı var…

Ne kadar özgürlük o kadar kaliteli eğitim

Merak ve Öğrenme – Peki, öğrenciler nasıl öğrenmeye hazır ve istekli hale getirilebilirler?

Dersler nasıl daha ilgi çekici hale getirilmelidir, bunun için neler yapılmalıdır?

Bunu gerçekleştirmek için yöntem veya sistem belirlemeden önce öğrencileri iyi tanımalı ve bunun üzerine sistemimizi yapılandırmalıyız.

Öğretmenler tarafından tasarlanan öğretme sürecinde, çocukların doğuşlarından getirdikleri merak duygularını kırmadan, törpülemeden ve mümkün olan en az kısıtlamayla çevreyi ve olanları özgürce keşfetmesine imkân tanımak gerekir.(2)

Yani öğrencinin kendisinin istemesi, zorlama ve baskı olmadan yapacağı bir öğrenme sürecinin oluşturulması.

Yengeç Üzerinden Örnekler

Düşünün, bir çocuk elinde sopasıyla dere kenarında dolaşırken cansız bir yengece rast geliyor ve elindeki sopasıyla yengeci evire çevire incelemeye başlıyor.

Başka bir öğrenci de okulun laboratuvarında masa üzerine konulmuş çeşitli araç-gereçlerle yengeç kadavrasını belirlenen yöntemlerle incelemesi isteniyor.

Sizce hangi öğrencide daha etkili bir öğrenme gerçekleşecektir? İlk öğrenci kendi merakıyla hiçbir beklenti ve yönlendirme olmadan yengeci incelemeye çalışıyor, diğerinde ise bir yönlendirme ve beklenti var.

Ancak ikinci çocukta bu işi zevkle yapması için ortam hazırlanmış mı, işte orası açık değil? Eğer hazırlanmamışsa kesinlikle dere kenarındaki çocuğun nitelikli olmasa da daha verimli bir öğrenme gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz.

Birinci örnekteki öğrenci muhtemelen merakından dolayı yengeç ile ilgili bilmediği veya bilemediği bazı hususları araştırmak için istek duyacak ve bunu nereden ve nasıl elde edebileceğinin yollarını arayacaktır.

Hem de özgür bir şekilde, kimsenin direktifi veya baskısı olmadan, karşılığında da hiçbir beklenti içinde bulunmadan.

Performans Görevleri

Öğrenciler ilgi ve becerilerine göre bir dersten kendilerine sunulan farklı alternatifli ödevlerden birini seçip, verilen görevi yerine getirme özgürlüğüne (kısmi özgürlük dersek daha doğru olur, çünkü ödev yapılmak zorunda) sahip olmalarıdır.

Seçmeli dersler adı altında sunulan dersleri bile öğrencilerin özgür iradelerince seçilemediği ve özgürlüğün çok az yaşandığı eğitim sistemimizde bu adımı ciddi bir yaklaşım olarak görmek gerekmektedir.

Örneğin öğrencilerden “Coğrafi Bölgelerimiz” konusuyla ilgili bir performans görevi verildiğinde öğrenci bu görevi farklı şekillerde kâğıda dökebilme imkanı tanınmaktadır:

  • Bölgemizin özelliklerini anlatan şiir yazın,
  • Bölgemizin özelliklerini gösteren resim yapın,
  • Bölgemizin özelliklerini gösterecek bir oyun tasarlayın,
  • Bölgemizle ilgili bir slayt hazırlayın,
  • Bölgemizin fiziki özelliklerini ortaya koyan kabartmalı fiziki bir harita hazırlayın,
  • Coğrafi bölgelerimizle ilgili şarkı sözü yazarak bestesini yapın, vb.

Öğrencinin kendi beceri ve ilgi alanına göre yukarıda bahsi geçen konulardan birini kendi isteğiyle seçmesi, öğrenmenin nitelikli olması için etkin bir yöntem.

Öğretmenler Özgürlük Rehberi Olmalı

Merak ve Öğrenme – Öğretmen bu süreçte de öğrenmenin etkili gerçekleşmesi için “öğretici” rolünden çıkıp öğretme kolaylaştırıcısı olarak; yönlendirme, destekleme ve paylaşma gibi yöntemlerle yardımda bulunur ve öğrencinin kendi isteğiyle öğrenme işini gerçekleştirmesi beklenir.

Hayatta ve hatta okul hayatında müthiş bir bilgi yığını bulunur ve her birey günlük yaşamını idame ettirebilmek için bunların ancak sınırlı bir bölümüne ihtiyaç duyar.

Bu yüzden öğrencilere edinecekleri bilginin günlük hayatlarında ne ise yarayabileceği, olası hangi problemlerin çözümünde faydalanılabileceği konusunda rehberlik edilmeli, hangi bilginin hangi gerekçelerden dolayı öğrenilmesi gerektiği üzerinde durulmalıdır.

Öğrencilere verilmeye çalışılan kazanımlar hayat ile bağlantılı olmalı, konular yaşamla ilişkilendirilerek öğrencilerde merak duygusu uyandırılmalıdır.

Bu konuyla ilgili MEB 2008-2009 eğitim-öğretim yılında uygulamaya başladığı “Gazete Kupürlerinden Ders Materyali Olarak Yararlanma” adı altında öğrenme etkinliklerine eklemeler yapmıştır.

Böylece öğretmen konusuyla ilişkili bulduğu günlük hayattan kesitler sunan gazete haberlerini kullanma imkânı bulmuştur.

Yapılan araştırmalar da gazete kupürleri ile desteklenmiş öğrenme ortamlarının, öğrenmeyi olumlu anlamda etkilediği bilimsel olarak ölçülmüştür.

Çevremize baktığımıza mutlaka hepimizin çeşitli nedenlerden dolayı okul eğitiminden çok fazla geçmemiş ancak kendilerini geliştirmiş ve başarılı olmuş tanıdıklarımız vardır.

Bu tip kişiler biraz gözlemlendiğinde hani şu sürekli bahsettiğimiz “öğrenmeyi öğrenme” yi en güzel şekilde yerine getiren bireyler olduğu görülecektir.

Başarılı oldukları alanlara karşı ilgi duyan, bu alanda merakını gidermek için çeşitli öğrenme yöntemleri geliştiren, öğrendiklerinden keyif alan, ilgi duydukları alanla ilgili soru üreten, problem çözen, olaylara eleştirel bakış açısı ile yaklaşan yapıları vardır.

“Slumdog Millionaire” den Eğitimde Alınacak Dersler

Merak ve Öğrenme – İmparatorlar Kulübü, Akıl Oyunları ve Ölü Ozanlar Derneği gibi eğitimle ilgili bazı klasik filmlerin arasına giren, ilgi duyulması ve merak edilmesi gereken filmlerden biri de “Slumdog Millionaire” (Milyoner)dir.

“İlgi ve merak” durumunda bireyin ne kadar farklı ortamlarda bulunsa dahi etkili bir öğrenme gerçekleştireceğini harika şekilde ortaya koyan çarpıcı bir filmdir, 2009 yılında 10 dalda Oscar’a aday olan ve bunların sekizini alan “Slumdog Millionaire” (Milyoner) filmi.

Filmin kahramanı 18 yaşındaki yetim bir Hintli Ram Muhammed Thomas. Filmin kahramanı Hindistan’da katıldığı “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasında büyük ödüle bir soru kala, yani 13. soruya geçilmeden yarışmaya ara verilir.

Okula hiç gitmemiş bir sokak çocuğunun sorulan 12 soruya da doğru cevap verdiğine program yapımcıları inanmaz ve bu işi ancak hileyle başarabildiğinden şüphe edilerek kahramanımız tutuklanır.

Ram Muhammed Thomas suçsuzluğunu kanıtlamak için yaşamını anlatmaya başlar. Verdiği doğru yanıtların çoğu, yaşantısında gizlidir Muhammed’in.

Yaşamdan öğrenmiştir. Ama hep meraklı olmuş ve hep özgür olmuş, öğrenmesi için rüşvetler verilmemiş, tehdit edilmemiş… Yaşamında acı çekmiş, ancak öğrenirken acıyla, sıkıntıyla, kafasına vurula vurula öğrenmesi gerekmemiş…

Yarışmada sorulan soruların birçoğuna hayattan öğrendikleri ile doğru yanıtlar veren Muhammed’e sorulardan biri Tac Mahal’le ilgili. Bakalım kahramanımız soruya nasıl doğru cevap veriyor:

Eğitim görmemesine rağmen yanında kaldığı bir din görevlisinden İngilizce öğrenen Muhammed, öğrendiği yabancı dil ileride de çok işine yarayacak ve Tac Mahal’in önünde gezerken turistlerin İngilizce olarak kendisine bir soru sormaları ile birlikte turistlere rehberlik etmeye başlayacaktır.

Ama doğru ve etkili rehberlik edebilmek, tercih edilen bir rehber olabilmek için Tac Mahal hakkında bilgi edinmesi gerektiğini düşünür.

Onu da turist kafilelere eklenerek rehberin anlattıklarını biraz hatalı da olsa aklında tutarak başarıyor ve her geçen gün Tac Mahal ile ilgili kendini biraz daha geliştirerek aranan bir rehber haline gelir ve bu sayede de oldukça iyi para kazanmaya başlar.

Yani hedefe kilitlenmiş ve motive olmuş biri ve sonuçta da başarılı bir öğrenme gerçekleşiyor. Yarışma sorusu mu? Pek tabi onu da doğru yanıtlandırıyor.

Verdiği yanıtların çoğunun doğru olmasını sağlayan nedenlerden biri Muhammed’in başkalarının hayatından öğrenmesi, yaşamı gözlemlemesi, izleyerek, arkadaşının başına gelenlerden, tanık olduğu olaylardan, filmlerde izlediklerinden öğrenmesi ve hepsinden de önemlisi meraklı ve ilgili olması en önemli nedenlerden.

Filmin kahramanı çok küçük yaşlarda olmasına rağmen birçok farklı kişi ile temasa geçiyor ve de değişik ortamlarda bulunmak zorunda kalıyor.

Bunlardan bazıları din adamları, kimi diplomat, kimi eski film yıldızı, kimi psikopat, kimi savaş firarisi, kimi de hırsızdı. Ortak olan durum ise hepsiyle kurduğu iletişimden sonra bir şekilde öğrenmeyi gerçekleştirebilmesiydi.

Bu filmden alabileceğimiz dersler neler olabilir? Okula veya eğitim sistemimize neler transfer edebiliriz?

Fragmanını İzleyiniz

 

Sosyal Bilgiler Dersinde Sınıfa Muhtarı Neden Davet Etmiyorsunuz?

Davet etmediyseniz, hangi eğitimi veriyorsunuz?

Okullar sadece öğrencilerimizi akademik anlamda bir üst kuruma hazırlayan kurumlar değil, sosyal ve kişisel gelişimlerini destekleyecek şekilde düzenlenmesi gereken bir kurumdur.

Tasarlanacak sınıf içi çalışmaların öğrencinin bir bütün olarak gelişmesine olanak verecek şekilde planlanıp uygulanması gerekmektedir.

Okul, öğrencilere farklı imkanlar sunarak, onların daha geniş bir dünyaya açılmalarını sağlamalıdır.

Onları daha fazla uyarıcı ile karşı karşıya getirip Milyoner filmindeki Mohammed gibi herkesten ve her yerde öğrenilebileceği, mümkün olduğu kadar, konuyla ilişkili gerçek hayattan kurumlar, bireyler, yöneticiler ve derneklerle öğrencileri bir araya getirmek gerekmektedir.

Sosyal Bilgiler dersinde yerel yönetimler konusu işlenirken bir muhtar ile sınıfı bir araya getirememek,  sanırım öğretim adına büyük kayıp olacaktır. Öğrencilerle söyleşi imkânı bulacak bir muhtarın cansız kitaplardan söyleyecek çok daha fazla şeyleri olacaktır.

Sonuç: Okul Hayatı Bittikten Sonra, Hayat Okulu Başlar!

Hayat okulunda da başarılı olmak için neyi, nereden, ne şekilde ve neden öğrenmesi gerektiği öğrencilere kavratıldığında en etkin öğrenme gerçekleşmiş olacaktır.

Çünkü hayat okulunda her zaman onları yönlendirecek bir öğretici yanlarında olmayacaktır… Bu yüzden yaşanılacaklardan öğrenmeyi okulda öğrenmeye başlamaları önemli adım olacaktır…

Yazar: Kenan Eroğlu, Yeni Eğitim Dergisi, Sayı 28-29

Kaynaklar

  • Hern, Matt Alternatif Eğitim , Sayfa 106, Kalkedon
  • Hern, Matt Alternatif Eğitim , Sayfa 170, Kalkedon

 

Bir Cevap YazınCevabı iptal et