Kucaklaşmanın Gücü – Kucaklamak ve Sarılmak Neden İyileştiricidir?

Kucaklaşmanın Gücü – Hayatımız, birilerine sarılmayla, birilerini kucaklamayla veya birileriyle kucaklaşmayla mutluluk doluyor.  Sevgimizin zirvesi de diyebiliriz sarılmaya. Bebekken annemize, kendimizi güvende hissetmek için sıkı sıkıya sarılırız. Sonra babamıza tutunuruz; onu kimseye yar etmeyiz. Sonra kardeşlerimize sarılır, onlarla kendimizi daha bir güvende hissederiz. Bunlar yetmez; sosyal hayatta, ilişkilerde, kavga sonrası barışta, anlaşmada, hatta kurbanlık için el sıkışmada bile; özetle, hayatın her alanında birileriyle kucaklaşırız veya birilerine sarılırız.

Zaman geçer…

Bu defa sarılmanın yönü hayat arkadaşına döner. Sevginin ve ailenin sürekliliğini sağlayacak eşlerdir. Kendilerine sarılacak nesiller bu güvenli sarılmanın sonucunda, aile adı verilen sarmalda ortaya çıkacaktır.

Hatta kucaklaşmayı peygamberlerinin sünneti olarak bilen Müslüman dünyaya ayıp olacak, ama 1986’da başlatılmış olan bir sosyal hareket olarak 21 Ocak günleri, “Dünya Kucaklaşma Günü” ymüş!

Psikolojik etkenler bir yana, gerçekten de sarılmada güvenli bir bağlanma söz konusudur. Amerikan PLOS dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre “sarılma, günlük hayattaki çatışmalarla başa çıkmamıza ve zorlukların üstesinden gelebilmemize” yönelik motivasyon sağlamaktadır.

Sarılma veya Kucaklaşma Nedir?

Kucaklaşmanın Gücü – Sarılma veya kucaklama, bir tür sevgi dolu dokunuştur. Sarılmalar, her türlü sosyal ortaklar arasında olur. Sarılma veya kucaklama genellikle olumlu bağlamlarda ortaya çıkar. Mesela, mutlu bir anda, bir başarıyı kutlarken veya sadece sevilen birinin varlığından mutlu olurken hemen yanımızdakine sarılma eğilimindeyiz. Bazen yanımızdaki yabancı bile olsa ona sarılıp bu mutluluğu paylaşmaktan mutlu oluruz. Bazen de manevi desteğe ihtiyaç duyulduğumuzda, olumsuz bağlamlarla da (ağlayarak da olsa) sarılırız.

Kucaklama veya sarılma gibi sevgi dolu dokunuşlar, potansiyel olumsuz olaylarla ilişkili kaygılarımızı engeller; çünkü güven verir.

Sarılmalar ve çatışma

Kucaklaşmanın Gücü – Yine PLOS dergisinde yayınlanan makaleye göre, sarılmanın veya kucaklaşmanın anlaşmazlıklar ve tartışmalar gibi kişilerarası çatışmaların olumsuz etkilerine karşı bir ön tedbir, bir tampon görevi görmektedir.

Söz konusu çalışmada, sağlıklı 404 yetişkinden alınan veriler şöyle toplanmıştır: 14 gün boyunca her gün, gün sonunda bir araştırmacı tarafından telefonla görüşülmüştür.

Katılımcılar, gün içinde herhangi bir kişilerarası gerginlik ya da çatışma yaşayıp yaşamadıklarını ve son 24 saat içinde herhangi birinin kendilerine sarılıp sarılmadığını belirtmişlerdir.

Ayrıca o gün hem olumlu duygulanım (mutlu, sakin, neşeli gibi) hem de olumsuz duygulanım (örneğin mutsuz, kızgın, gergin) yaşadıklarını değerlendirdiler.

Katılımcıların % 93’ü, görüşme süresinin en az bir gününde kucaklandığını bildirdi. Aynı sonucun içinde % 69’u kişilerarası çatışma yaşadığını da rapor etti.  Görüşme verilerinin toplam günlerinin yüzde dördü, sarılmanın olmadığı çatışmalarla ilgiliydi. Günlerin yüzde 10’u, çatışma ve sarılma içeriyordu.

Kişilerarası çatışmalar ve sarılmalar duygusal deneyime nasıl katkıda bulunur? 

Kucaklaşmanın Gücü – Bireyler kucaklandıklarında çatışma yaşadıkları günlerde, sarılmadıkları zaman çatışma yaşadıkları günlere göre daha az olumsuz ve daha fazla olumlu duygulanım yaşadılar. Negatif etki modeli ertesi güne bile taşındı.

Bu sonuçların ne kadar sağlam olduğunu merak edebilirsiniz. Araştırmacılar katılımcı cinsiyetini incelediklerinde, birkaç genel sonuç buldular. Örneğin, erkekler kadınlardan hem daha fazla çatışma hem de daha fazla kucaklaşma bildirdi. Ancak yukarıdaki anahtar bulgu her iki cinsiyet için de geçerli.

Sarılmak Neden Faydalıdır?

Kucaklaşmanın Gücü – Sarılmak, oksitosin hormonunun salınmasına yol açarak, sarılmanın faydalarını açıklayabilecek bir dizi aşağı yönde sonucu ortaya çıkarır. Oksitosin, karmaşık bir dizi sosyal süreçte yer alır, ancak romantik bağ ve güven ile ilişkilendirilmiştir. 

Diğer araştırmalar, sarılmanın ve şefkatli dokunuş faydalarının daha genel olarak kardiyovasküler sistem içinde yattığını öne sürüyor. Bir çalışma, birbirleriyle sevgi dolu temas sıklığını artırmaları istenen çiftlerin kocalarında sistolik kan basıncının daha düşük olduğunu buldu. Diğer bir araştırma, eşleri tarafından sık sık kucaklanan kadınların kan basıncının düştüğü ve kalp atış hızının düştüğü belirlendi.

Psikolojik olarak, sarılma, kucaklama veya sevecen dokunuşlar daha genel olarak “sosyal destek” mesajı iletir. Onlara önem verdiğimizi, alınan bir fayda için minnettar olduğumuzu, bir başarıya ortak olduğumuzu iletmek için sarılıyoruz. Bu nedenle sarılmak, sosyal ilişkinin yakınlık ve endişe ile karakterize edildiğinin bir işareti olarak hizmet eder. O halde, sık sık sevecen dokunuşla karakterize edilen ilişkilerin daha mutlu ilişkiler olması şaşırtıcı değildir

Her Sarılma Önemli mi?

Kucaklaşmanın Gücü – Bütün sarılmalar aynı değildir. Sarılmak, sarılmak almakla benzer faydalar sağlar mı? Bazı araştırmalar, sevgi dolu dokunuşun alıcı tarafında olmanın en fazla faydaya sahip olduğunu gösteriyor.  Yine de, tamamen karşılıklı sarılmaların eşit derecede faydalı olma ihtimali vardır.

Kucuklaşmanın gücü

Sevgi dolu dokunuşun faydaları hayvanlarda da görülür mü?

Evet; evcil hayvanla sarılmak ve sevecen dokunuş , muhtemelen oksitosin salınımı gibi insandan insana dokunmayla aynı temel mekanizmalarla desteklenen bir dizi olumlu sonuç üretir .

Sarılma Sayısı Önemli mi? 

En azından romantik çiftler arasında daha fazla sarılmak daha iyidir, ancak daha fazla sayıda insanla daha sık sarılmanın önemli olup olmadığını henüz bilmiyoruz. (Kaynak)

Sarılmanın Süresi Ne Olmalıdır?

Kucaklaşmanın Gücü – Sarılmaların çoğu üç saniye uzunluğundadır. Ancak kanıtlar 20 saniyelik sarılmaların yukarıda bahsedilen kardiyovasküler faydaları başlatan sarılmalar olduğunu göstermektedir. (Kaynak)

Sonuç: Kucaklaşın, Sarılın Birbirinize…

Kucaklaşmanın Gücü – Şimdi harekete geçin; evinizdeyseniz eşinize ve çocuğunuza sarılın. Dostlarınızla beraberseniz onlara sarılın. Anne ve babanıza sarılın. Yaşlı nine veya dedeniz varsa sarılın.

Tüm kucaklamaların ve sarılmaların sebebi kâinatın aşk hamuruyla yoğrulmasıdır.

O halde siz de kâinatla kucaklaşın. Ağaçlara, hayvanlara bile sarılın, kucaklayın, kucaklaşın…

 

Araştırmacı-Yazar – Sergen Sazak http://www.yeniegitimdergisi.com

 

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et