Nurettin Topçu, sosyolog, düşünür, yazar ve eğitimci olarak bilinir. 1909 yılında İstanbul’da doğan Topçu, eğitim hayatına İstanbul Darülfünunda, Edebiyat Fakültesi’nde başlamıştır. Fakat dönemin siyasi olayları ve ihtilalleri sebebiyle eğitimine ara vermek zorunda kalmıştır. Sonrasında farklı şehirlerde öğretmenlik yapmış ve çeşitli eğitim kurumlarında yöneticilik görevlerinde bulunmuştur.
Eğitime Bakışı…
Nurettin Topçu’nun “Maarif Davası”, Türkiye’nin eğitim sistemine dair düşüncelerini ihtiva eder. Topçu, eğitimin milli kültür ve değerler üzerine inşa edilmesi gerektiğini savunmuştur. Ona göre, eğitim sistemi sadece bilgi aktaran bir mekanizma olmaktan öte, insanın karakterini ve kişiliğini geliştiren bir süreç olmalıdır.
Topçu, Türkiye’nin, Batılılaşma sürecinde Batı’nın sadece maddi gelişmelerine odaklandığını ve Batı değerlerini benimseyerek kendi kültürel köklerinden uzaklaştığını düşünmüştür.
Topçu, eğitimde milli değerleri ve Türk kültürünü öne çıkaran bir yaklaşım benimsemekteydi. Maarif Davası olarak adlandırdığı düşüncelerini, öncelikle eğitimcilere ve aydınlara yönelik olarak yayımladığı yazılar ve dergiler aracılığıyla ifade etmiştir. Kendisi, eğitimde ideolojik yaklaşımlardan ziyade milli bir anlayışın benimsenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
“Maarif Davamız”
Kitap, Nurettin Topçu’nun önemli eserlerinden biridir. Bu kitapta, Topçu Türkiye’nin eğitim sistemine ve kültürel gelişimine dair görüşlerini ve düşüncelerini ifade etmektedir. Kitap, eğitimde milli değerlerin önemini vurgulamakta ve Türk kültürüne vurgu yapmaktadır.
“Maarif Davamız” eseri, Nurettin Topçu’nun felsefi, edebi ve kültürel düşüncelerini içeren bir derleme niteliği taşımaktadır. Kitapta, Türkiye’nin Batılılaşma sürecinde Batı değerlerinin yanında kendi kültürel köklerine de sahip çıkması gerektiği, eğitim sisteminin bu temel değerlere uygun bir şekilde şekillendirilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır.
Nurettin Topçu’nun “Maarif Davamız” kitabı, Türk eğitim sistemi ve kültür hayatı üzerinde önemli bir etki yapmıştır. Topçu’nun düşünceleri, milli eğitim anlayışının tartışılmasına ve Türk kültürünün öneminin vurgulanmasına katkı sağlamıştır. Kitap, bugün hala birçok eğitimci ve düşünür tarafından değerlendirilmekte ve üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Hayatı
Nurettin Topçu, aslen Erzurumlu olmasına rağmen 1909’da İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olan Topçu, daha sonra bir takım sınavlardan geçtikten sonra Fransa’ya eğitime gitmeye hak kazanır. Bordo Lisesi’nde tahsil gördükten sonra sosyoloji ve psikoloji sertifikaları alır. Üniversite tahsilini Strazbourg’da felsefe, ahlak kuramları ve sanat tarihi üzerine yapar. Fransa’da mantık, ruhiyat, bediiyat, sanat tarihi ve ahlak dallarında lisans alır. Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe üzerine doktora yapar ve bu üniversitede doktora yapan ilk Türk öğrenci olur.
1934’de Türkiye’ye döndüğünde Galatasaray Lisesi’nde 1935’de felsefe öğretmeni olarak göreve başlar. Hareket adlı dergide yayımlanan bir yazısından dolayı Denizli’ye sürgün edilir. Denizli’de Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile tanışan Topçu, ondan etkilenir ve tüm mahkemelerini takip eder.
Televizyonda yayınlanan bir programda Nurettin Topçu’yu anlatan Vehbi Vakkasoğlu, Nurettin Topçu’nun Said Nursi ile karşılaşmalarını ve aralarında geçen diyaloğu şöyle anlatır:
İmanının Selameti İçin Dua Edeceğim
“Nurettin Topçu ve Bediüzzaman Denizli’de aynı zamanlarda bulunuyorlar. İkisi de sürgün. Nurettin Topçu üniversitede hoca olabilmeyi çok istiyor; böylece orada genç neslin yetişmesine hizmet etmek arzusunda. Bir gün Said Nursi’den dua istiyor; “Üniversitede hoca olabilmek için duanızı istiyorum’, Bediüzzaman ise ‘İmanının selameti için dua edeceğim’ karşılığını veriyor.
Belki yaşlılığından ötürü duyamamıştır diye yineliyor; ‘Üniversitede hoca olabilmek için duanızı istiyorum.’ Ama aynı karşılığı alıyor; ‘imanının selameti için dua edeceğim.’
Arzusu baskın geliyor ve ayrılmak üzere iken tüm cesaretini toplayıp aynı dua talebini yinelediğinde, Üstad gülümseyerek gene aynı cevabı veriyor. (Risale Haber)
Bir Felsefeciye Edilebilecek En Güzel Duayı Bana Etti
“O an çok müteessir oldum ve fakat gördüm ki ilerleyen yıllarda üniversitede hoca olamadım, bir doçent olarak liselerde talebe yetiştirdim… Ama anladım ki bir felsefeciye edilebilecek en güzel duayı bana etti. Ben de imanımı hep göğsümün üzerinde taşıdığımı hissettim, diyor.”
1975 Nisan tarihlerinde pankreas kanserine yakalanan Nurettin Topçu, 10 Temmuz 1975’te vefat etti.
Nurettin Topçu’nun Türkiye’nin Maarif Davası, Sosyoloji, İslam ve İnsan gibi birçok kıymetli eseri bulunmaktadır.