Çin’de Eğitim – Çin’de Öğrenci Başarı Kriterleri

Çin’de Eğitim – Geçenlerde “Week in Chine”’da bir yazı okudum. Yazının ana teması Çinli çocukların başarılarında ailenin etkisini işliyordu. Hatta yazı şöyle başlıyordu: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olduğunu iddia edenler var; bu sözün Çin versiyonu şöyledir:

“Çin’de her başarılı çocuğun arkasında daha da sıkı çalışan bir ebeveyn var.”

En iyi okullardan birine kapağı atmak ve kendilerine gıptayla bakılan bir okula girmeyi güvence altına almak isteyen ailelerin, başarı algıları ise bambaşka!

Çin’de Bir Öğrencinin Başarı Kriterleri Şunlar:

  • Çocuk Bir (1) yaşına geldiğinde, ebeveynlerin hem Çince hem de İngilizce olarak iki dilli öğretime başlamaları gerekir. 
  • Üçüncü yıllarında çocukların kendi başlarına resimli kitaplar okumaları ve yüzlerce Çince şiir ezberlemeleri beklenir 
  • Dört yaşına kadar resim yapabilmeli ve müzik teorisi ve piyano öğrenmeye başlamalıdırlar.
  • Dokuz yaşına geldiklerinde piyanoda 10. seviyeyi geçmeliler. 
  • 10 yaşına gelmeden önce, çocukların Olimpiyat matematik programında başarılı olmaları ve İngilizcede yetkin olmaları beklenmektedir.

Gördünüz mü siz eğitimi; Türkiye ne ki?

***

Çin’de Eğitim

Sonuçları 2019’da açıklanan uluslararası ölçekte öğrencilerin bilim, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli göstergelerden biri olan ve üç senede bir yapılan PISA testinin sonuncusunda, Çin her üç alanda da birinci oldu.

Tabi doğal olarak, bu, öğrencilerin başarısının göstergesi olarak kabul ediliyor.

Bu başarılar, diğer ülkelerin Çin’e gıptayla bakmasına neden olmuyor değil.

Makalede, bir ebeveynlik tartışma grubunda dolaşan yazılardan birinden alıntı yapılmış:

Soru: “Çocuğum dört yaşında ve yaklaşık 1.500 İngilizce kelime biliyor. Bu yeterli mi?” 

Cevap: “ABD’de olsaydınız yeterliydi, ancak Çin’de kesinlikle yeterli değil.”

Türkiye ile karşılaştırınca…

Biraz fobi duruma gelmiş böyle bir eğitim sisteminin bizdeki “ezberci” sistemle de bir alakası yok.

Bizim eğitim sistemimizin Asya ülkeleriyle ortak yanı “seçkinci” olmasıdır. “Rekabetçilikte” hiçbir ülke Çin ve Tayvan’ın hatta Japonya’nın eline su dökemez. Adamlar çocuklara resmen “Çin işkencesi” yapıyorlar.

ABD’nin Harvard, Yale, MIT, Brown, en iyi üniversitelerindeki Çinli öğrenci sayısı 2000’li yılların başında %25’ti, şimdi kim bilir kaç olmuştur?

ABD Çin’den korkmasın da Kin’den korksun?

Daha Derin Düşünmeli

Ülkemizdeki seçkinci eğitim sisteminin varlığı biraz mecburiyetlerden doğan bir durumsallık içeriyor.

Bunun bir nedeni derslik sayıları ile öğretmen sayısının yetersizliği, diğer nedeni ise kalite zaafı ki, bu da eğitimin resmi ideolojinin kıskacında olmasından kaynaklanıyor. Son yıllarda okul ve derslik sayısı oldukça arttı; ancak öğretmen sayısı yetersiz. Eğitimin niteliğine dair bir gelişme olmadığı gibi, tersine geriye doğru gelişme ya da gerileme var.

Bunun en iyi göstergesi LGS ve TYT ve AYT testlerinden çocukların aldıkları puanlar ki, taban puanı neredeyse kaldırmamız gerekecek.

Ayrıca sistemsel olarak merkezi yönetimin eğitimi elden bırakmak istememesi de bir neden olabilir; malum sorunlardan dolayı.

Neyse konumuz Çin’di.  Çinli Ebeveynlerle Âşık Atılmaz

Çin’de eğitim – Çinli aileler, çocuklarının sınav dönemlerinde uykularının kaçtığını itiraf ediyor.

Bazıları iş hayatında kalmaya devam etse de, çoğu çalışan anne, evde kalan anneler olmak ve çocuklarını bu rekabette başarılı yapmak için kendi kariyerlerinden vazgeçiyorlar.

Yaz tatilinde bile aileler, çocuklarının yaz programlarını okula endeksli olarak planlıyorlar.

Yazıya öre, Çinli aileler tam bir FOMO sapkını olmuş durumda. Yani Fırsatları Kaçırma Korkusuna yakalanmışlar. “Acaba çocuğumun kaçırdığı bir bilgi kaldı mı?” korkusu ve bunun doğurduğu yıkıcı stres gibi.

Her ne kadar Türkiye’de de sınav dönemlerinde ailelerimiz FOMO’ya tutulsalar da bizde “sınav stresi” adını alıyor.

“Ebeveynler, çocukları için yanlış kararlar vereceklerinden sürekli endişe duyuyorlar; diğer çocukların kendi çocuklarından daha fazlasını bildiğinden ve daha başarılı olduklarından endişe duyuyorlar ve yeterince rekabetçi olmadıklarından korkuyorlar. Çoğu zaman diğer ebeveynlerin ne yaptığını görüp geride kalmamak için aynı şeyi yapmaları gerektiğini düşünüyorlar.” diyor.

Bu arada hükumet bu rekabetçi sistemden çocukları ve aileleri kurtarmak için ders sayısını azaltmak, ev ödevlerini kısmak gibi adımlar atsa da dinleyen kim?

1,5 milyarlık nüfusa sahip bir ülkede sofradaki çorbaya daha fazla kaşık sallamak için bu itiş kakış normal değil mi?

Bestami Çiftçi / Eğitimci-Sosyolog/Ölçme ve Değerlendirme Uzmanı

NOT: İlginçtir ki, bugün sitenizde “Eski Sayılar” menüsünde e-dergi olarak yayınladığımız Yeni Eğitim Dergisi’nin 1. sayısında da “Dünyadan Eğitim” Sayfalarında Çin’den bir eğitim haberi yayınlamışız!

https://yeniegitimdergisi.com/yeni-egitim-sayi-1/

Kaynak: https://www.weekinchina.com/2021/01/crouching-tigers

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et