Çalışan Gençlik – Türkiye ve Avrupa Perspektifinden Bir Değerlendirme

Çalışan Gençlik… İsmail Akbıyık Türkiye ve Avrupa’da Çalışan Gençliği Karşılaştırdı ve Değerlendirdi. 

“Genç nüfus” 18-30 yaş aralığı kabul edilmektedir Bazı literatürde bu 35 yaşa kadar da yükseltilebilmektedir.

İnsanoğlunun biyolojik ve fizyolojik olarak en zinde olduğu bu dönemin aslında üretim için de bir şeyler yapma heyecanında en yoğun olduğu dönem olarak bilinmelidir. Bu dönemin avantajları olmakla birlikte dezavantajları da vardır. Örneğin orta yaş  (40-65) grubunun tecrübe ve deneyimi gençlerde eksiktir.

Gençlik dönemi gençlerin bir kısmı için yetişme ve eğitim dönemi olurken bir kısmı içinde maddi yoksunluk nedeni ile çalışma hayatına erken başlama dönemi olmaktadır

EYAD’tan Gençler İçin Proje

Çalışan gençlik olarak adlandırdığımız bu kesimin sorunlarını Erdemli Yöneticiler Akademisi (EYAD) derneği bir proje hazırlayarak gündeme getirdi.

EYAD, AB ulusal ajanstan destek alarak OSB lere çalışan gençliğin sorunlarına yönelik politika belgesi hazırlamıştır.

Çalışan Gençliğin Toplumla Uyum Sınavı  

Çalışan gençlerde ilk olarak toplumla uyum problemlerinin varolduğu ve bu sorunların ortadan kaldırılması için bir çalışmanın yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Aile yapısı, anne baba çocuk ilişkileri, ailenin sosyal ekonomik düzeyi, televizyon ve internet gibi etkenlerden biri ya da birkaçının farklı toplumların farklı sosyo-kulturel çevrelerin gençler üzerinde fizyolojik, psikolojik-toplumsal açıdan bir takım uyum ve davranış bozukluğuna neden olduğu bir gerçektir.

Avrupa Gençliği ile Gençliğimiz Arasında Bir karşılaştırma

EYAD Avrupa’da; Almanya Fransa ve Hollanda ülkelerinde incelemelerde bulunmuştur.

Avrupa’da toplumsal uyum konusunda özellikle aile bağları noktasında sorunlar gözlemlenmektedir.

Bu ülkelerde 18 yaşından itibaren gençlerin bireyselleşmesi ve artık kendi karaları ile baş başa kaldıklarından aile ile ilişkileri de zayıflamış olmaktadır.

Türkiye’de hala aile bağları etkisini sürdürmektedir. Bu da dayanışma ve işbirliğinde olumlu yönde etkilemektedir.

Ailelerin Sosyo- ekonomik durumlarının olumsuz etkisi Türkiye’de daha çok hissedilmektedir. İnternet vb. sosyal medya araçları da gençlerin kendi içlerine kapanmalarına ve asosyal dediğimiz bir davranış geliştirmelerine yol açmaktadır.

Aile nin sahip olduğu Sosyo- ekonomik düzey eve ebeveynlerin ruh sağlığını etkilediği gibi aile içi ilişkileri sonuç olarak da gençlerin kişiliğini ve ruh halini etkilerken, çocukların genellikle beslenmeleri yetersiz, sağlık durumları olumsuz toplumsal açıdan arkadaşlarının psikolojik açıdan ise kendilerini içe dönük oldukları belirtilmektedir (Müjdat;2006).

Bağımlılık Açısından Bir Karşılaştırma

Türkiye’de Organize sanayi bölgelerinde (OSB) çalışan gençlerin bağımlılıkla ilgili sorunları giderek artış göstermektedir. Madde bağımlılığı internet bağımlılığı alkol ve sigara bağımlılığı çalışan gençlerde ortaya çıkan ciddi sorunlardır. Bu konuda OSB’lerde kurulacak merkezlerde bu konularda ciddi çalışmaları olan uzmanların istihdam edilmesi ile gençler yakından takip edilerek bu sorunlar bertaraf edilebilir

Avrupa ülkelerinde (Almanya, Fransa ve Hollanda ) çalışan gençlerde madde bağımlılığı önemli sorun teşkil etmektedir. İlginçtir ki Hollanda’da uyuşturucu etkisi yapan maddelerin kullanımın serbest bırakılması da ayrı bir tartışma konusudur.

Başkent Amsterdam’da uyuşturucu maddelerin satıldığı ve kullanıldığı kafelerin açılması insanın biyolojik ve fizyolojik gelişimi açısından diğer ülkelerinde tehdit etmektedir. Sosyal medya bağımlılığında bu ülkelerdeki gençleri olumsuz etkileyen bir bağımlılık konusudur.

Eğitim Açısında Karşılaştırma

Çalışan gençlerin eğitim taleplerinin karşılanması da önemlidir onların istedikleri eğitimi görebilecekleri ortam ve imkanlar devlet tarafından sağlanmalıdır.

Çoğu ilköğretim veya meslek lisesi çıkışlı ya da terk olan eğitim düzeyleri tamamlanmalı ve daha üst öğrenim görecekleri fırsatlar oluşturulmalı bu yapılırken de tabii ki çalışma ve üretim süreçleri olumsuz etkilenmemesi dur.

Avrupa’da özellikle Almanya’daki eğitim sistemi ara eleman için oluşturduğu eğitim yapısı ve uzmanlaşma sistemi gençlere fırsatlar doğurmakta ve onların gelişimi için her türlü imkanı sunmaktadır.

Yetişmek isteyenler için her türlü yapıda oluşturulmaktadır. Teknik süreçlerle akademik süreçler birbirini olumsuz etkilemeyecek şekilde yapılandırılmıştır.

Çalışan Gençlik Risk altında

Sonuç olarak çalışan gençlerde toplumsal uyum sorunları, aile yapılarındaki ilişki sistemleri ve bağımlılık öne çıkan sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır

Eğitim için oluşturulacak her türlü olumlu girişim fırsat maliyetini de gençlerin lehine çevireceği düşünülmektedir

Sosyal Medya Bağımlılığı Açısından Karşılaştırma

Avrupa ülkeleri ile Türkiye karşılaştırıldığında madde ve sosyal medya bağımlılığının ortak sorun olduğu saptanmaktadır.

Buna karşın eğitim fırsatları olarak Avrupa ülkelerinde çalışan gençlerin daha şanslı oldukları söylenebilecek gibi aile yapılarına bakıldığında Türkiye bin daha şanslı olduğu zaman geçtikçe aile yapıları ve dayanışmanın zayıflar gibi olduğu söylensede bu gücünün devam ettiği avantaj olarak görülmektedir.

Çalışan gençlerimize bu sorunları ile mücadele edecekleri ortamların ve yardımı yapacak merkezlerin oluşturulması gereklidir bu çalışmalar ada vakit geçirmeden başlanmalıdır.

Yeni bir yazımızda buluşmak dileğiyle…

İsmail AKBIYIK / Eğitimci-Yazar

Kaynakça

1-Müjdat, A.(2006). Ergenlikte Toplumsal Uyum Farkları. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

2-Sarıkaya, M.(2015).14-18 yaş arası ergenlerin benlik saygısı ve psikolojik duyarlılık düzeyleri arasında ki ilişki (Yüksek lisans tezi, İstanbul Bilim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Bir Cevap YazınCevabı iptal et