2022’den Kitap Dünyasına Bakış

2021 yılını ilgi çekici kitaplarla kapattık. Geçen yıl kitap dünyasını da vuran kötü ekonomik gidişe rağmen, her anımızda yanımızda olan can dostumuz kitaplar ile bir nebze hayatımızı renklendirdik. Yeni bir yıl ve tertemiz yeni bir sayfa gibi gelen 2022’nin ilk aylarında çıkan kitaplara hep birlikte göz atacağız. Amacım, siz sevgili okurlara yeni dostlar kazandırmak.

Kitap fuarları da yavaştan hızlanırken size, listemdeki çeşitli türlerden, çok iyi yazarlardan, ilgi çekecek temaları olan kitaplar seçtim.

O zaman iyi okumalar…

***

Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu- İyi Ki/Bir Gönül İnsanı Doğan Cüceloğlu ile Anılar

Rahmetli Doğan Cüceloğlu’nun eşinin kaleminden okuduğumuz bu kitap 296 sayfa olarak Kronik Yayınları’ndan çıktı.

“İstedim ki o çok sevdiğim gönlünün, her gün saygı, sevgi ve şükürle izlediğim göründüğü gibi olan güzelliği yaşamına ilk elden tanıklık edenlerin anılarında kalmasın… Paylaşılsın ve ilham olsun… Yarama merhem olsun… Sevgi ölümü yensin…”

Zamanın ruhu “Kendini mümkün olduğu kadar parlat,” derken Doğan Cüceloğlu kendini hedef tahtasının tam ortasına yerleştirme cesareti gösterdi. “İyi insanlar da kötü şeyler yapabilirler” di. Yaşadığı acı veren deneyimler onu niyetinin saflığına ulaştırdı ve niyetinin saflığına ulaşmış bir insan olarak gönlünün muradını belirledi; “Hedefim, bu ülkede doğan her bir çocuğun çocukluğunu doya doya yaşamasına ve olabileceği en iyi insan olmasına yardımcı olmak.”

Bu murada hizmet için ülkesini bir ucundan öbür ucuna kadar dolaştı, farkına vardıklarını paylaştı. Zamanın sonlu olduğunun her an bilincinde olarak yazabildiği kadar yazdı. Şikâyet etmeyi değil; anlamaya çalışmayı ve emek vermeyi seçti. Bir çocuk kadar meraklı, neşeli ve niyetinin saflığı içinde… Bir bilim insanının sorumluluk bilinciyle… Sevgi ve umutla… Yalnız “göz önündeyken” değil, her an…

Göz göze geldiği her bir insanı tüm gönlüyle anlamaya çalışırken kalplerine dokundu; bu sevgiye ortak olan yalnız ailesi ve dostları değildi, arabasına bindiği taksi şoförü, seminer verdiği şirketin CEO’su, gittiği kafede çalışan garson, kendisiyle bir kere olsun röportaj yapan gazeteci, çalıştığı her bir ekip arkadaşı.

Doğan Cüceloğlu Anadolu’ydu. Doğan Cüceloğlu bizdi. Doğan Cüceloğlu her kesimden, her eğitim seviyesinden, her ideolojiden insan için ailenin bilge babası, bilge dedesiydi. Kutup yıldızımızdı.

İyi Ki/Bir Gönül İnsanı Doğan Cüceloğlu ile Anılar; onun göz göze geldiği insanlarda bıraktığı izlere, her birinin hâlinden nasıl anladığına, her daim içlerindeki iyiye ve gelişim potansiyeline nasıl odaklandığına dair hayat dersi niteliğindeki anılardan süzülenler. Bize bizi anlatan Doğan Cüceloğlu’na ve aynı ekipten hissettiği siz okurlarına, onunla anılar biriktirenlerden bir doğum günü armağanı. Öyle bir armağan ki ona dolu dolu bir teşekkür; gibi… (Tanıtım Bülteninden)

***

Bahadır Yenişehirlioğlu- Derviş

Yazar ve oyuncu olan Yenişehirlioğlu’nun bu son yazdığı bu romanı 232 sayfa olmak üzere Timaş Yayınları’ndan çıktı.

Fatih Sultan Mehmed, Midilli’yi fethedeli uzun yıllar olmamıştı. Türkleri kendilerine en büyük tehdit olarak gören Rodos Şövalyeleri mazlumlara zulmetmeye devam ediyordu.

İşte bu şövalyelerin önderliğinde, zenginliğin ve gücün merkezi Akdeniz’i ele geçirmeye ant içmiş yeni bir Haçlı ittifakı Türk varlığını mavi sulardan silmeye kararlıydı. Fatih’in yiğit askerlerinden Yakup Ağa’nın ele avuca sığmayan yaman oğlu Hızır, bu ittifaka karşı vatanını müdafaa etmek istiyordu, ama nasıl? İşlenmeyi bekleyen cevher misali, Hızır’ın ona yol gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardı. Bu cevheri işleyecek olansa kim olduğu ve nereden geldiği bilinmeyen gizemli Derviş’ti. Ulvi bir amaç peşinde, tarihi değiştirecek bir sırra vakıftı… Ve bu sırrı sahibine aktaracağı günü beklemekteydi. Peki… Hızır ile Derviş’in yolları nasıl kesişecek? Hızır, sırrın sahibi olmaya mahir olduğunu gösterebilecek mi? Derviş gerçekte kim? Cem Sultan’ın mirası Hızır’ın ve Derviş’in kaderinde nasıl bir rol oynayacak?

Kitapları ve oyunculuğuyla Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu, Derviş’te ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslupla bambaşka bir tarih anlatısı sunuyor. (Tanıtım Bülteninden)

***

İhsan Oktay Anar- Tiamat

Hikâye türünde olan bu kitap, 160 sayfa olmak üzere Everest Yayınları’ndan çıktı.

“Başlangıçta her şey soğuk, boş ve anlamsızdı. Kutsal Rüzgâr sular üzerinde okşar gibi anaforlarla esiyor, güneş ve ayın, burçlar ve yıldızların henüz yaratılmadığı zifirî gecede, gözleri mucizevî bir dokunuşla açılmış halde bizzat kendini, yani karanlığın yine ta kendisini gören kör tabiatı sanki teselli ediyordu. Onun uyanıp cisimleşmiş hâli olan diğer çelik canavarın belirsiz silueti ise satıhtaki zayıf aydınlığın hemen altında âdeta kımıltısızdı.”

İhsan Oktay Anar’ın derin denizlerde kurduğu âlemde, o belirsiz, kımıltısız siluetin hem içinde hem dışında, olağanüstü bir hikâyede, hikâyeyiz. (Tanıtım Bülteninden)

***

Gülseren Budayıcıoğlu- Hayatın Sesi

Bu kitap, yazarın önceki kitapları gibi yaşanmış öyküleri bir araya getiriyor. 224 sayfa olmak üzere DK Yayınları’ndan çıktı.

Duygularımız durmadan akan derelere benzer. Doğduğumuzda pırıl pırıl olan o berrak dereye attığımız her sıkıntı, her kaygı, her üzüntü rengini değiştirir, onu bulanıklaştırıp karartır. Bütün güzelliğine ve ihtişamına rağmen, hayat huysuz ve bencildir. Huysuz bir hayatla mücadele etmek, iyi yaşayabilmek ciddi bir sanattır. O sanatı da hayat kendisi öğretir bize; onun sesini duyanları, özen gösterenleri, anlamaya çalışanları bilir. Ona bakışımızı, duyduğumuz hayranlığı, onunla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi hissettikçe, bizimle başka türlü bir ilişki kurmaya başlar. Bize arkasını dönmez, unutmaz. İki kere vursa da üçüncüde öyle güzel şeyler yaşatır ki şaşırır kalırız.  Huysuz hayatla iyi geçinebiliyor, bunun için mücadele etmekten hiç yorulmuyor ve vazgeçmiyorsak, ne mutlu bize. Çünkü sadece bu mücadeleden hiç vazgeçmeyenlerin dereleri güneşte pırıl pırıl parlayarak akar…

Gülseren Budayıcıoğlu bir kez daha kendi “Kırmızı Oda”sının kapısını aralıyor ve orada biriken hikâyelerden seçtiklerini bizlerle paylaşıyor; “hayatın sesi”ni daha iyi duyup anlayabilelim diye… (Tanıtım Bülteninden)

***

İlber Ortaylı- İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? Kendini İnşa Etmenin Yolları

Profesör Doktor İlber Ortaylı’ın bu kitabı kişisel gelişim türünde olup 288 sayfa olarak Kronik Yayınları’ndan çıktı.

“Bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. Bir defa geçtiğiniz yoldan da bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır. Hedef bulmak, yol açmak ve aynı yoldan geri dönmemek… Hayattaki gayemiz budur.” Kendi kendinin mimarı olma ve hayata atılma… Yetenek, keşif, merak, potansiyel, heves, ayakta kalma güdüsü… Öğrenmenin, çalışmanın, düşünmenin yolları ve yöntemleri… Çalışacağız, okuyacağız, göreceğiz, planlayacağız, kendimize bir hayat kuracağız, tamam ama bunu hangi ölçüye göre yapacağız?

İlber Ortaylı bu kitapta kişinin hayattaki gayesini nasıl belirleyeceğini, hedefini nasıl koyacağını, geleceğini nasıl planlayacağını, potansiyelini nasıl değerlendireceğini yüzyılların içinde dolaşarak, tarihin büyük düşünürlerinin binlerce yıla meydan okuyan görüşlerini de yanımıza katarak izah ediyor. Kendimize her gün sorduğumuz ve cevap bulmakta zorlandığımız soruları kendi deneyimleri ve engin bilgisi ışığında cevaplıyor.

  • İnsan kendini nasıl inşa eder?
  • Potansiyelimizi değerlendirebilmek için hangi yeteneklere sahip olmalıyız?
  • İnsan hedefini nasıl koyar, geleceğe dönük planlarını nasıl yapar?
  • Yeteneğimizi, merakımızı nasıl keşfederiz ve nasıl geliştiririz?
  • Kendi talihimizin mimarı olabilir miyiz?
  • Etrafa bakma sanatı nedir, nasıl öğrenilir?
  • Mutluluk neden hem hakkımız hem de görevimizdir?
  • En zor zamanlarda direnme gücünü nerede bulacağız ve ilhamı nelerde arayacağız?

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?  Yaşam tecrübesini paylaşmayı vazife bilen bir entelektüelden, İlber Hoca’dan, okurlar için bir yol açma, yol yapma, kendini inşa etme ve toplumu ayağa kaldırma rehberi. Platon, Seneca, Cicero, Farabi gibi bilgelerin ilhamı eşliğinde ve Yenal Bilgici’nin sorularıyla… (Tanıtım Bülteninden)

***

Bircan Yıldırım- Şimdi Onlar Düşünsün

Kişisel gelişim türünde olan kitap 272 sayfa olarak Destek Yayınları’ndan çıktı.

Bundan böyle kartlar yeniden dağıtılacak. Oyunun kuralı değişti. Sevebildiğin için sevileceksin, kaybetmekten korkmadığın için vazgeçilmez olacaksın. Savaşmadığın için kazanacaksın, çünkü savaşların galibi olmaz. Mücadele etmediğin için kolayca elde edeceksin. Koparıp almayacaksın, uzanıp alacaksın. Baskıyla ve kaybetme korkusuyla elinde tutmaya çalışmayacaksın, avuçların açık halde şefkatle ve güvenle seveceksin. Çok para peşinde koşmak zorunda kalmayacaksın çünkü neye ihtiyacın varsa zaten karşılayabiliyor olacaksın. Yaralarını iyileştirebileceksin. Kimsenin üzerine yaftaladığı rollerin kahramanlığına soyunmak zorunda kalmayacaksın, olmak istemediğin bir insanın yaşamını sürmeyeceksin. Hayalindeki seni yaşayacaksın. Hayallerini mümkün kılacaksın. Cehennemin içinde kendine bir cennet yaratabileceksin. Bu yüzden elinde tutuyorsun bu kitabı. Çünkü hepsine hazırsın. Yapabileceğini sen de biliyorsun. Sen de biliyorsun ki bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Şimdi onlar düşünsün… Sen hayalindeki sana hoş geldin. (Tanıtım Bülteninden)

Türk edebiyatı her geçen gün değişiyor ve gelişiyor. Bizlere de bu seyri takip etmek ve kültürlenmek düşüyor. Yazımı Sartre’nin sözüyle bitirmek istiyorum: “Okumadan geçen bir gün, yitirilmiş bir gündür.”

***

Yazar: Elif Tümer / Yeni Eğitim Dergisi/ Türkçe-Edebiyat Sayfası Editörü

Bir Cevap YazınCevabı iptal et